Ticaret Odası seçim heyecanı rutin bir halde gidiyordu.

Bir tarafta mevcut Başkan Metin Güler,

Diğer tarafta Ayhan Sezer vardı.

Her iki taraf arasında geçecek bir yarış beklenirken,

üçüncü bir aday daha seçime katılma kararı verdi.

Erdoğan Tekgöz’ün aday olacağını duyurması;

Hem de seçim tarihinin 7 Ekim olarak belirlenmesi, seçim heyecanını bir anda şehrin gündemine soktu.

++++

Bir kaç gündür seçimlere dair pek çok yorum okuduk.

Her yorumda farklı senaryolar üzerinde duruldu.

Kimisi için seçimin favorisinin iktidar gücüyle Metin Güler’de olduğu dile getirildi.

Diğer tarafta, Ayhan Sezer için, Tekgöz’ün çıkışı ile dengelerin sarsıldığı ileri sürüldü.

Tekgöz’ün adaylığı ile üçlü bir yarışın ortaya çıktığı konusunda ise genel bir kanaat oluştu.

+++

Biz de bu yazıda tüm adaylara seçim maratonunun son dönemecinde göz atalım istedik.

Kimin hangi olumlu yanları var, kim kaybederse hangi eksikleri ile kaybeder terazisini kurmaya çalışalım dedik.

öncelikle mevcut Başkan Güler’den başlayalım…

++++

Yorumlara bakılırsa;

“Güler, Tekgöz’ün adaylığını açıkladığı ana kadar rahattı!”

Seçimleri kazanmaya kesin gözüyle bakıyordu.

Fakat;

Durum hiçte öyle değildi.

Güler’in, mevcut kadro ile yaşadığı soğukluk neredeyse her yerde anlatılmaya başlanmıştı.

Güler üzerinde azalan bir destek olduğu dilden dile yayıldı.

öyle ki;

Güler küskünlerinin seçime kısa bir süre kala Erdoğan Tekgöz’ü adaylık için ikna ettikleri iddiaları ortaya atıldı.

++++

Şimdilerde Tekgöz’ün aday olmasındaki en büyük etkenin bu olduğu konuşuluyor.

Tekgöz’e destek verenlerin, komitelerin güçlü isimleri olduğu, bu yüzden de Tekgöz’ün seçimin favorisi olacağı iddia ediliyor.

Meseleye buradan bakılırsa, mevcut düzen içerisinde Tekgöz’ün seçimlerde öne çıkması son derece doğal.

Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var.

Tekgöz seçimlere sadece bir ay kala ortaya çıktı.

Seçimler için bugüne kadar yaptığı tek bir hazırlık dahi yok.

Sadece lobicilik ve komitelerdeki bazı isimlerin desteklemesi ile seçim kazanılmasının çok zor olacağı da muhakkak…

Kısacası;

Seçimin konuşulan isimlerinden Metin Güler’in iktidar gücü bir tarafta kendisine avantaj sağlarken;

Diğer yandan mevcut düzen ile yaşadığı iddia edilen soğuk rüzgârlar ve dahası tabandaki üyelere karşı bugüne kadar ki mesafeli duruşu da olumsuz bir tablo olarak duruyor.

Erdoğan Tekgöz’ü seçim zaferine yakınlaştıran ise, şehrin tanımmış isimlerinin kendisine verdiği destek.

Ancak bu destek tek başına seçim kazanmak için yeterli değil.

Asıl yetersiz olan ise zaman!

Seçime bir ay kala, hiç hesapta olmadan yarışa katılmakta Tekgöz için yarışın en olumsuz noktası…

++++

İşte tam bu noktada Ayhan Sezer ve ekibinin pozisyonu çok değerli hale geliyor.

Sezer için, ne mevcut düzenin olumlu ya da olumsuz etkilerinden söz edebiliriz;

Ne de herhangi bir gücü arkasına alarak bir yola çıktığını ifade edebiliriz.

Sezer, tamamen kendi çalışmaları, kendi söylemleri ve kendi hedefleri doğrultusunda ETO için yola çıktı.

Ve dahası bu yola çıkalı epey oldu.

“Seçimin sonuçlarını belirleyecek olan üyeler ile sürekli temas halinde oldu.”

Bire bir görüşmeler yaptı.

Dert, sıkıntı, sorun dinledi.

Bu sorunların nasıl aşılacağını dile getirdi.

Ve elbette projelerini anlatacak uzunca vakitler buldu.

üyeler ile istişareleri sık ve olumlu oldu.

Ve bugün oldukça teveccüh gören bir noktaya gelmesini bildi.

++++

Kısacası;

Seçimlere bir ay kala;

“Şu isim favoridir” diyecek bir noktada değiliz.

Fakat şunu açıkça söylemeliyiz ki;

“7 Ekim’deki seçimleri güç dengeleri ve dışarıdan alacakları destekler üzerine kuranlar değil;

Sahada var olup, üyeler nezdinde çalışma yürütenler kazanacaktır.”