Gelecekte Teknoloji, Sanayi ve Ticaret



Dünya iş dünyası; Endüstri 4.0, Endüstriyel İnternet ve ileri teknolojiler ile bunların iş yaşamına maddi yansımaları ile sarsılıyor. Yeni gelişmelerin sanayiye ve ticarete uygulanması alanında ciddi bilimsel ve teknolojik çalışmalar yapılıyor. Bu sürecin ana aktörleri gelişmiş ülkelerin akademik çevreleri, büyük şirketleri ve yenilikçi girişimleri olarak görünüyor. Henüz bizim dünyamızda bu durum henüz ‘sözün’ ötesine pek fazla geçememiş olsa da bu süreçten çok yönlü etkileneceğimize kuşku yok. Değişimi ve dönüşümü fark etmek zorundayız.

1980’ler sonrası Birinci ve İkinci Sanayi Devrimleri’nden bu yana yaşanan en büyük teknolojik ve ekonomik değişime tanık oldu. Küreselleşmenin etkisiyle rekabet hem ülkeler hem de şirketler açısından yepyeni boyutlara ve içeriğe ulaştı. üretimin ve tedarik zincirinin küresel hale gelmesi, başta gelişmekte olan ekonomiler olmak üzere toplumların yaşamında önemli değişikliklere yol açtı.  Bu tür ülke ekonomilerinin üretim göstergelerine baktığımızda değişimin izlerini görebiliyoruz.

Küreselleşme
Büyük değişimin bir sarmal halinde nedeni ve sonucu olan küreselleşmeyi oluşturan faktörler arasında ülkeler arası ticaretin artmasını, bilim ve iletişim teknolojilerindeki gelişmeye bağlı sayısal enformasyonunun hızlı yayılımını, fiziksel ve finansal yapıların gelişimini ve otomatikleşmiş üretim teknolojilerini görüyoruz. Bu faktörler, tedarik zincirlerinin küresel ölçekte ayrışmasını sağladı. Böylece her şirketin ekosisteminin küresel boyuta genişlemesiyle tasarım, hammadde ve malzeme tedariki ve üretim gibi fonksiyonlar dünyanın herhangi bir noktasında farklı çatılar altında gerçekleştirilmeye başladı. Zaten müşteriler de dünyanın her yerindeydi. Thomas L. Friedman, bu süreci dünyanın düzleşmesi olarak isimlendiriyor.

Küresel yönelimleri izlediğimizde sayısal teknolojilerin gelişmesine ve ‘serbest ticaretin’ yaygınlaşmasına bağlı olarak düzleşme sürecinin devam edeceği sonucunu çıkarıyoruz. Gene bu bağlamda zincirin halkalarının mekânsal olarak ayrışmasını sağlayan tedarik zincirinin küreselleşmesi yönelimi sürecek. Ama bu sürecin 20’nci yüzyılın son çeyreğinden bu yana meydana gelen gelişmelerden farklılaşacağı izlenimi var. Farklılaşmanın ana nedeni –ekonomi ve iş anlamında– küresel şartların değişiyor olmasıdır.

İşgücü, Pazar
Dünyanın büyük şirketleri için gelişmekte olan ülkelerin nüfusları ucuz işgücü anlamına geliyordu. 1980’li yıllardan günümüze uzanan zaman dilimi içinde gelişmekte olan ülkeler üretim sektörlerinde çeşitli beceri, yetenek ve yetkinlikler geliştirdiler; inovasyon yeteneklerini geliştirerek mesafe aldılar ve daha nitelikli ürünler imal etme gücünü kazandılar. Bu tür ülke ekonomilerinde yaşanan bir diğer değişim ise işgücü ücretleri ile maliyetlerin artması yönünde oldu. İşçilik ücretlerinin artışı beraberinde orta sınıf harcamalarının yükselmesini getirdi. Bu tür ülke ekonomileri ucuz işgücü niteliğini zaman için yitirirken, üretici ve pazarlamacı şirketler için yeni pazarlar haline geliyorlar. Diğer yandan bu pazarlarda yer ve güç edinmek için firmalar arası rekabetin sertleştiğine de tanık oluyoruz.

Büyük, çok-uluslu, küresel şirketler ucuz işgücü arayışında gelişmekte olan ülke ekonomilerini yeni pazarlar haline dönüştürdüler. Bu pazarlarda sürekli olarak yeni şirketlerin girişiyle rekabet gelişip sertleşiyor. önümüzdeki yıllarda bu rekabet sürecinin üretim yapısında yeni tedarik zincirlerinin oluşmasına neden olacağı anlaşılıyor. Bir başka söyleyişle; gelişmekte olan ülkelerde şimdiye kadar olana göre daha farklı tedarik zinciri yapıları göreceğiz.

Tedarik Zincirleri
Bu değişimde, hiç kuşkusuz makro ekonomik ve jeopolitik faktörler etkili olacak. Buna karşılık ilgili ülkelerin döviz-kur esnekliği, borç durum ve yapıları ile korumacılık önlemleri yeni türden yapılanmaların biçimini ve zamanını belirleyecek. Fakat her durumda yerel-bölgesel tedarik zinciri yaklaşımının imalat sektörlerine hâkim olacağını göreceğiz.

ülke pazarına hitap eden ürünler için çalışan yerel-bölgesel tedarik zincirinin halkaları büyük şirketin bağlı firmaları yanında büyük oranda yerel işletmeler tarafından oluşturulacak. Bazı küçük ve orta büyüklükte işletmeler, büyüklerin içinde –adeta bir hipermarketin reyonları– tedarik zinciri halkası olarak yarı özerk biçimde yer alacak. gibi çalışma kuralları ve usulleri ile ürün-hizmet spesifikasyonları ise gene büyük –muhtemelen küresel– ana şirket tarafından hazırlanıp uyulmak üzere uygulamaya konulacak. Bu bağlamda yeni dünyada iş dünyasında şirket egemenlikleri, iş modelleri, iş yapma biçimleri, yönetim tarzları ve çalışan profilleri bugüne göre çok farklı olacak.

(Konuya yarınki yazımda devam edeceğim.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi