Dün bu sütunlarda DSP Eskişehir yönetiminin "DSP diye bir parti mi kaldı?" diyen meclis üyesi Bedriye Yönlüer'i partiden atmak için disiplin kuruluna verdiğini yazmış...
Aynı yazıda, halen DSP üyesi olup, Demokrat Parti'de siyaset yapan isimler bulunmasına rağmen, bunlar ile ilgili hiçbir şey yapmadıklarını ifade etmiştik.
Zira...
Demokrat parti'de başta Orhan Kesikoğlu olmak üzere, DSP'nin meclis üyesi gözüken fakat, Demokrat Parti içinde yer alan isimler vardı.
Yazı ile ilgili olarak DSP yöneticilerinden bir telefon almayı bekliyorduk ama, bu olmadı.
Bu olmadığı gibi, yazımıza konu olan isimlerden birisi olan Orhan Kesikoğlu aradı.
Kesikoğlu, uzun yıllardır içinde bulunduğu Demokrat Parti'den mahalli seçimler nedeniyle ve Büyükerşen'in bizzat ricası ile istifa ettiğini söyledi önce...
Ardından da...
-"Seçimlerden sonra DSP'den istifa etmememin nedeni, Büyükerşen'e olan saygım" dedi.
Kesikoğlu, şu anda Demokrat Partinin genel Başkanlığını yapmakta olan Hüsamettin Cindoruk ile bir "Baba-Oğul" ilişkilerinin olduğunu ve bu ilişkilerinin ise yıllardır devam ettiğini söylüyor.
Böylesine bir tabloda da, Demokrat Parti ile ilgilenmesinin çok normal bir durum olduğunu ifade ediyor.
Direkt olarak söylemiyor ama, anlattıklarına bakılırsa, kendisinin siyasette asıl yerinin, bugüne kadar olduğu gibi yine demokrat parti olduğunu belirten Kesikoğlu;
-"Yukarıda da söylediğim gibi, ben Demokrat Parti misyonu ile siyaset yapmış birisiyim. Mahalli seçimler öncesinde AKP ye karşı Büyükerşen'in etrafında oluşturulan bir ittifak içinde yer alabilmem için DSP'Den aday olmam gerekiyordu. Bu Büyükerşen'in de benden bir ricasıydı. Ben sadece bunun gereğini yaptım" diyor.
Netice itibarıyla, açıkça ortaya koymasa da DSP'den il Genel meclis üyesi olan ve halen de partili gözüken Kesikoğlu hiç DSP'li olamamış.
Halen Demokrat parti ile ilgili olması, bunu yeterince ortaya da koyuyor.
İyi de...
Dün de yazdığımız gibi DSP'li yöneticiler bu işe ne diyor?