Her Şey Değişirken - 3



Gelişen küresel eğilimler geleceğin tasarlanmasında birinci dereceden etkili oluyorlar. Diğer yandan içinde bulunduğumuz çağda gerek iş günlük yaşamımız gerekse iş ve meslek dünyası olarak geleceğe hazırlanmadan kalmak mümkün değil. Zamanın daha ‘yavaş’ ilerlediği ve sadece bugünü yaşayarak yetindiğimiz çağ(lar) gerilerde kaldı. Eğer kentlerde ve tempolu yaşamın içindeysek veya toplu yaşama karşı sorumluluklarımız ve görevlerimiz varsa küresel yönelimlere anlamak ve bunlara göre hazırlık içinde olmak zorundayız.

Tıp ve ilaç teknolojileri başta olmak üzere pek çok unsur, –her ne kadar eşitsiz ve adaletsiz kaynak paylaşımı nedeniyle sorunlar olmaya devam etse de– insanın ortalama yaşam süresinin uzamasına neden oldu. Bu gerçeğin bir başka okuması ise dünya nüfusu içinde yaşlı kabul edilecek kısmın oranının artıyor olmasıdır. Küresel olarak yaş süresinin uzamasının, dünya ve insanlık geleceği açısından dikkate alınması gereken önemli bir yönelim olduğunu söyleyebiliriz.

Dünya nüfusunun yaşlanması veya ortalama insan yaşam süresinin uzuyor olması ne gibi yeni sonuçlara yol açabilir? Bu yönelimin iş ve meslek, aile yaşamı ve eğitim gibi alanlarda yeni gelişmelere yol açacağını öngörebiliriz. Örneğin 65 yaşın üzerinde çalışmaya devam eden kişilerin sayısının yükseldiğini görebiliriz. Bir başka deyişle emekli olma yaşı yükselmeye devam edebilir. Dolayısıyla –Türkiye’de yaşamak için ‘tuzu kurular dışında’ zaten çok çalışmak gerektiğini bir yana koyarsak– muhtemelen emeklilik döneminde daha iyi yaşam koşulları elde etmek için daha uzun süre çalışmak gerekecek.

Bilginin miktar ve çeşit olarak artışını ve buna karşılık mevcut bilginin eskime hızını hatırlayın. Önümüzdeki dönemlerde çocukluk ve gençlik çağlarında edinilen meslek ve iş becerileri yeterli olmayacak. Eğitim yaşam boyu hale gelirken kaliteli yaşam sürdürülebilmek için kişilerin birden fazla iş ve meslek sahibi olmaları gerekebilecek. Yeni kariyer ve eğitim ihtiyaçları, iş dünyasının işletmelerinin önüne yeni sorumluluk, fonksiyon ve görevler koyuyor, koymaya devam edecek. Her işletme ve her çalışan, işbirliği içinde yeni iş ve meslek çeşitliliği ve esneklik geliştirmek zorunda olacak.

Yaşlanan nüfus yeni iş imkân ve fırsatlarının artmasını beraberinde getiriyor. Yaşlanan nüfusun talep ettiği –bu kesimlere özelleştirilmiş– ürünler ve hizmetler yeni iş fırsatları yaratmaya adaydır. Sağlık ve medikal sektörlerin bunlar arasında ilk akla gelenler olacağı kolayca görülebilir.

Bugün yaşamın değişik alanlarında yer alan kurum ve kuruluşlar bize Sanayi Çağı’ndan miras kalmış olanlardır. Teknolojilerde gerçekleşen gelişmelerin yansıların sonuçlarını –işletme, sivil toplum kuruluşu, kamu birimi- gibi örgütsel yapılarda henüz yeterince gözlemiyoruz. Bilişim, iletişim, İnternet ve lojistik alanlarındaki gelişmelerin örgütsel yapılarda âdem-i merkeziyetten sanallaşmaya kadar –örgütlenme, iş ve ticaret yasalarına da yansıyan– değişik özellikli yeni oluşumlara neden olacağını öngörebiliriz.

Başta İnternet olmak üzere iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, kişi ve kuruluşların sanal ortamda ortak çalışma, işbirliği ve birlikte düşünme olanaklarını artırıyor. Bir bedel karşılığı veya anonim olarak bilgi paylaşımının artması ile birlikte bireyler ve kuruluşlar bilgi ve deneyim paylaşımından daha fazla yararlanacaklar. Tüm bu gelişmelerin öğrenme süreçlerini de etkileyeceğini öngörmek mümkün… Yaygınlaşan açık eğitim-öğretim (öğrenme) platformlarının, artan ve yaşam boyu hale gelen eğitim ihtiyaçları ile çakışacağını söyleyebiliriz.

Yeni örgütsel yapı olasılıkları ile karşı karşıyayız. Yönetim yaklaşımları için gelişen başka alanların etkilerini etkin biçimde gözleyeceğiz. Yenilenen yapılar yeni becerileri gerekli hale getirecek. Dolayısıyla önümüzde cevaplanmayı bekleyen sorulardan birisi, gelecekte hangi türden yeni yetenek, yetkinlik ve becerileri ihtiyacımız olacağıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi