(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

İKİ YÜZLÜ FUTBOL

Kayseri'de iki yüzlü bir maç izledik. İlk yarıda Eskişehirspor'da olmayanlar Kayseri'de vardı. İkinci yarıda Kayseri'de olanlar Eskişehirspor'da fazlasıyla mevcuttu ama; bizim istediğimiz sonuç çıkmadı.
Seyir zevki açısından değerlendirecek olursak;
Harika bir ikinci yarı...
Son yıllarda Eskişehirspor maçlarında pek görmediğimiz bir futbol temposu vardı sahada...
Bence iki takımda kazanmayı hak etti.
Eskişehirspor ikinci yarıda bu kadar pozisyon ürettiği maçta aldığı yenilginin nedenlerini kendi içinde aramalı.
Her vuruşta yıkılmaya hazır savunmasında ve evlere şenlik olan kalecisi Boffin'de.
Kayseri'de gördik ki; Eskişehirspor ceza alanına yapılan her orta neredeyse yarım gol değerinde.
***
Eskişehirspor, ikinci yarıda içindeki yanlışların dışına çıkıp biraz kıpırdanınca, renkli bir takım haline geldi. Mücadele eden ve üreten bir takım görüntüsüne büründü.
Ancak;
Takımda ki sıkıntının merkez üssü savunma.
Rakibe bu kadar pozisyon vermekten daha gerçekçi sıkıntı olamaz.
Savunmanın rütbesi dirençtir, çabukluktur, akıldır. Eskişehirspor'un sezon başından beri, en sıradan rakipler karşısında bile, savunmasında yaşadığı pozisyon yağmurunu izliyoruz.
Böyle bir acizlik yok. Rakibe sunulmuş bir anahtar destesi!
Eskişehirspor'da takım savunmasında ki zafiyetin nedeni; rakibin at oynatmasına izin veren içler acısı bir orta alana sahip olmasından kaynaklanıyor. Bununla birlikte hücuma çıkıldığında takım geri dönüşlerde büyük sıkıntı yaşıyor.
Ama savunmaya inat, hücum anlamında Kayseri'de ikinci yarıda ki hareketlilik inkar edilemez. Necati, Tello, Kamara ve hatta Burhan, hem sonuç, hem gösteri sanatının özel adamları gibiydi.
Hep bu şekilde oynadıkları takdirde takımın gol anlamında sıkıntı yaşanmayacağı gerçek.
K K K
Son maçlarda öne çıkan isim Tello.
Umarım sezon sonuna kadar böyle devam eder...
Ancak; istikrarlı futbolcular bir kez kötü oynadığı zaman dikkat çeker.
İstikrarsız adamlar ise bir kez iyi oynadığında.
Hatırlatırım!
K K K
Kimse ikinci yarıdaki futbola rağmen takımın çok iyi noktalara geleceğini sanmasın.
Gündelik sonuçlara tav olmaya devam edeceğiz.
Bu savunmayla, Eskişehirspor'un geleceğinin olmasını düşünmekten daha büyük bir "düşünce katliamı" olamaz.
Sezon başı kendine hedef belirlemeyen ve başarı vaatleri ile Avrupa ninnisi arasında sıkışan takımdan, geriye ne kalacak sanıyorsunuz?
Avrupa'ya açılma masalı mı?
Geçen yılda söyledim
Eskişehirspor Avrupa'ya gitse ne olur?
En fazla bu sezon olduğu gibi 3-4 maç fazla oynar.
Bu takım yalan yatağındaki hastadır.
***
Yönetim anlamında yoldan çıkmış bir kulübün içler acısı haline bakarken...
Taraftarın gönlü oluyor mu dersiniz?
Bende 'Kayseri'de olduğu gibi futbol iki yüzlü bir oyun' derim.
Eskişehirspor kazandığında sorun yokmuş gibi gün kurtarmaya, yenildiğinde ise karalanmaya devam edecek. Onun içinde kulübün bu şekle bürünmesinde Eskişehirspor başkanı ve teknik direktörü kadar taraftarında katkısı inkar edilemez...
-ALT YAPI GERÇEĞİ-
Hafta sonu alt yapı gerçeği vardı. Bursa karşısında 5 maçtanda mağlup ayrıldı bizim çocuklar. Acı olan skor anlamında mağlup olmaları değildi. Asıl acı olan ezilmeleriydi. Ama bir tarafta alt yapısına değer veren Bursaspor, diğer yanda tesislerde kimsenin farkında bile olmadığı bizim çocuklar. Onun için sonuç sürpriz değil. Bursa maçının ardından önemli olan alt yapı antrenörlerinin üzerine düşen dersi almasıdır...
Demek ki bu iş trasfer yapmakla değil, biraz da üretmekle alakalı...
-AH BU HAKEMLER...
İlimiz futbolunda bu sezon maçlardan çok hakemler konuşuluyor. Ancak sahaya hakem olarak çıkan çocukların suçu yok. Yeterli donanıma sahip olmadan onları o sahaya çıkartanda kabahat. Eskişehir hakemleri eskiden maç yönetirken sahada çocuklara adeta eğitim verirlerdi. Görüyorum ki şimdi ise önce onlara eğitim gerekiyor.
Genç hakem arkadaşlar şunu bilmelidir ki, oyuncular ve antrenörler bu iş için emek veriyor. Kendilerinin önemsemedikleri bir karşılaşma sahada ter dökenler için çok şeyler ifade ediyor. Kendi egolarını tatmin etmek için bu işi yapacaklarsa hemen bıraksınlar. Yoksa bu sezon bazı hakemlerle bitmez...
***
Şöyle bir gerçek te var;
Emeğin ve alın terinin hükmünü hiçe sayıp, maça gelmemelerine rağmen bazı hakemleri ödüllendirerek hala görev veren;
Kendi çocuğunun görev yaptığı maçın gözlemciliğini üstlenen;
Sahada ki hakemlerin hatalarını değil de, herkes tarafından tanınmasına rağmen görev yapan birkaç gazetecinin yeleğini sorun eden bazı insanların bulunduğu bu sistemden bundan fazlasını beklemek çok büyük hayalcilik olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi