Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, geçtiğimiz günlerde tasarruf paketiyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Pakete büyük tepki gösteren Ahmet Ataç, “Tasarruf paketi süslü cümlelerle paylaşıldı ancak kamu yatırımlarında, mal ve hizmet alımlarında kesintiler yapılacağı tahmin ediliyor. Anlaşılan odur ki bu pakette asıl hedef yerel seçimlerde birinci parti olan CHP’yi zayıflatmak ve CHP’li belediyeleri iş yapamaz hale getirmektir. İktidarın israf dolu uygulamalarına ve halkımıza reva gördüğü fakirliğe bakınca, bu paketten umutlu olmak neredeyse imkansız bir hal alıyor” dedi.

Ataç özetle açıklamasında, fakirlik dedi, umut dedi, açlık dedi, halkın ve işçinin yanındayım dedi.

Dedi demesine ama işçi dostu olarak kendini tanıtan Ataç, seçimlerin üzerinden 2 ay geçmesinin ardından işçi kıyımına başladı.

50 kişiyi kapının önüne koydu.

Gerekçe ne mi?

31 Mart yerel seçimlerinde görev almak istemeyen, belediyeye çağırılıp gelmeyen, aksi çalıştığı iddia eden kişileri cezalandırmak…

Siyasete bulaşmak istemeyen işçiyi cezalandırdı.

Özellikle kadınların çıkarıldığı gelen duyumlar arasında.

İşçinin ve kadının yanında olduğunu her seferinde dile getiren Tepebaşı Belediyesi’nin bu kez hedefinde her seferinde yanında durduğunu söyleyen ikili var.

Öyle anlaşılarak da çıkarılmıyor işçiler.

Baskıyla, mobingle, zorla…

İşçilerin çıkarılmasıyla da Belediye Başkan Yardımcısı Seyit Yıldızhan ilgileniyormuş.

İddialara göre de, “Kimsenin gözünün yaşına bakılmayacak. Herkes hak ettiğini alacak” diyerek belediye koridorlarında tehditler savuruyormuş.

Ahmet Ataç, ceketini koyup gideli epey oldu.

O yüzden CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in işçi kıyımı karşısındaki tavrını oldukça merak ediyoruz.

Öte yandan işçi sendikalarını mücadeleye çağırıyoruz.

Şu an 50 kişi çıkarıldı ancak sayının 150’yi bulması bekleniyormuş.

Emek diyen, kadın hakları diyen Tepebaşı Belediyesi tarafından işçi haklarına zulüm ediliyor.

Sizin karşınızda emek duruyor sayın belediye başkan yardımcım…

Allah razı olsun, emeğinize sağlık diyeceğinize “tehdit mi” savuruyorsunuz?

Seyit Bey, işçiyi işinden ediyorsunuz anladık da üstüne birde gözdağı mı veriyorsunuz?

Derhal kamuoyuna yanıt verin.

Dükkân yönetmiyorsunuz!

Siz orada, halkı, işçiyi, çocuğu, emeği, ekmeği, alın terini temsil edin diye bulunuyorsunuz!

Biliyoruz CHP’li değilsiniz de işçiye gözdağı vermek de mi yetkileriniz arasında mı bulunuyor?

Açıklayın!

Çıkarılan işçileri geri alın, işçi kıyımını durdurun.

Halka bir an önce hesap verin!

Zorundasınız!

Eğer işçi kıyımını bir an önce durdurmazsanız bu soruyu her seferinde dile getireceğim.

Seyit Bey siz kendinizi ne sanıyorsunuz?