
Gürcan Banger
İşletmede Başarılı Yönetim
İş-işletme kültürü okulda öğrenilmiyor. İş dünyamızda yer alan iş sahibi ve yöneticilerin en büyük eksikliklerinden birisi iş kültürü konusundaki bilgi ve deneyim birikimi eksikliğidir. İş konusunda teknik bilgiyi ilgili okullarda veya daha önce çalıştığımız işyerlerinde öğreniyoruz.
Ama konu kuruluştan yürütmeye, sürdürülebilirlikten büyümeye kadar iş kültürüne gelince çok defa sınıfta kalıyoruz. İşletmelerimizin sıklıkla iflas veya kapanma durumunda kalmalarının altında bu kültürün eksikliği var.
Eğer talebin çok, arzın ise az olduğu bir sektörde iş yapıyorsanız pazara yeni rakipler girinceye ve pazar payınız riskli bir noktaya gelinceye kadar rahatsınız demektir. Ama ne yazık ki böyle bir pazar bulmak hiç kolay değil.
çoğunlukla işletmenizin yer aldığı piyasada başka rakipler ve ürünler var; aynı zamanda her an yenilerinin girmesi de mümkün. Dolayısıyla pazardaki mevcut rakiplere karşı dayanıklı, yeni girecek olanlara da hazırlıklı olmak gerekir.
1970’ler öncesinde ürünler daha uzun ömürlü idi. örneğin hazır giyim alanında yazlık ve kışlık olan giyim koleksiyonları şimdilerde pek çok şirkette aylık olarak hazırlanıyor.
Her yıl araba modelleri ciddi değişikliklere uğruyor. Bilgisayar, cep telefonu, fotoğraf makinesi gibi alanlarda model yenilenme süresi bir yılın altına düştü. Bir zamanlar ömürlük olarak alınan mobilya, beyaz eşya benzeri ürünler belli dönemlerde yenilenen moda konuları haline geldi. Toplumların tutumluluk ve tasarruf değerlerinin yerini daha fazla tüketim aldı.
Bu değişim fırtınası içinde müşteriler daha yeni ürün ve hizmet, daha fazla çeşitlilik ve daha yüksek hız istiyorlar. Artık bir işletmenin “Ben olduğum gibi kalmayı tercih ediyorum” deme şansı yok. Durmayı tercih eden, büyük bir hızla yok oluyor. Sürekli değişim iş dünyasından kalıcı ve sürdürülebilir olmanın kuralı haline geldi.
Ne Yapmalı?
Pek çok işletme sahibi ve yönetici, naif biçimde de olsa değişimin kendisini zorladığını hissediyor. Ama böyle bir durumda ne yapmak gerektiği konusunda da emin değil. Ya kayıtsız kalarak ya da panik halinde duruma tepki veriyor. Değişim karşısında işletmeyi başarıyla yönetme girişiminin ilk adımı, değişimin işletme üzerinde yaptığı baskıları ayırt edebilmekten geçiyor.
Eğer piyasadaki ürün ve hizmet çeşitliliği değişmiyor ise ve müşteri de satın aldığı malın fiyatından memnunsa bu durumda sorun edilecek fazlaca bir şey yok demektir. Ama bu saydığım iki olay da böyle gerçekleşmiyor. öncelikle artık fiyat işletmenin kendisi tarafından değil, pazarda belirleniyor.
Ortalıkta birbirine benzeyen ya da birbirini ikame eden çok fazla ürün ve hizmet var. Gelişen teknolojiler sayesinde ortalama kalite yükseldi ve bu yönden ürün ve hizmetler eşdeğer hale geldi. Bu durumda müşterinin tercihini fiyat etkiliyor. Müşteri benzer veya ikame mallardan daha ucuz olanını almayı tercih ediyor. Her şey aynı iken müşteri açısından önemli kriter fiyat oluyor. Bu durumda bir işletmenin rekabet edebilmesi için kendi fiyatını piyasayı ölçü alarak uygun seviyede tutması gerekiyor.
(Devam edecek)