Yerel seçimler bir çok bilinmezliği ile bir sürece girmiş durumda.

Geçmiş seçimlerin aksine ilginç bir tablo var ortada.

Daha önceki seçimlerde MHP’nin seçim sonuçlarında belirleyici etkisi olmuyordu.

Hatta MHP seçmeni, iki favori arasında bir tercih yapıyordu.

Bu tercihin daha çok CHP’li adaylardan yana olduğunu söylemek gerekli.

özellikle Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç’a yönelik bir teveccüh ortaya çıkıyordu.

Bunun nedeni, sağ seçmenin her iki ismi de “solcu isimler” olarak değerlendirmiyor oluşu geliyordu.

Sadece MHP değil…

BBP’den, DP’ye ve hatta SP’ye kadar çeşitli sağ partilerin tabanları da oylarını bu yönde kullanıyordu.

++++

Ancak bu kez önemli derecede oy potansiyeline sahip bir MHP’nin ittifak içerisinde yer alması meselesi var.

Daha önce bununla ilgili çeşitli yorumlar yaptık.

Cumhur ittifakının yerel seçimlere taşınacağını söyledik.

Haklı da çıktık.

Her iki partinin lideri de ittifakın yerel seçimlere taşınmasını onayladıkları bir ortam var.

Her iki partinin kurmaylarının da bu yönde ortak bir çalışma grubu kurduklarını da göz önüne alırsak;

Yerel seçimlerde Ak Parti-MHP işbirliğini izleyeceğimize artık kesin olarak bakabiliriz.

+++

Bu durum, CHP için bir handikap gibi görünüyor.

Fakat şu da bir gerçek ki;

“Yerel seçimler ile genel seçimlerin havası oldukça farklı” gelişiyor.

özellikle Eskişehir gibi kentlerde aday isimleri partilerin önüne geçebiliyor.

Bu da “İttifak kurulsa bile, MHP seçmeni kesin olarak ittifaktan yana olur” sözünü kesin olarak söyletmiyor.

Büyükerşen ve Ataç gibi sağ seçmene yakın isimlerin yeniden yarışta olacağını farz edersek, MHP seçmeni için kesin bir yargıya elbette varamıyoruz.

Beri yandan, şunu da söylemeden geçemeyiz ki;

“Her şeye rağmen ittifak, yerel seçim sonuçlarınız mutlaka etkileyecektir”

Bilinmezlik bu etkinin ne denli olacağıdır!

++++

MHP seçmeninin yerel seçimlerdeki tavrı en büyük bilinmezlikler arasında bu yüzden…

Diğer bir denge unsuru da İyi Parti olacak.

İlk kez yerel bir seçimlerde İyi Parti faktörü sahada olacak.

Cumhur ittifakı gibi, Millet ittifakının da sandığa uğraması beklenenler arasında.

Ancak, Cumhur ittifakı gibi somut bir hazırlık şimdilik yok.

Hatta İyi Parti’den “Kendi adaylarımızla yarışacağız” türünden çıkışlar daha fazla geliyor.

Böylesi bir durumda İyi Parti’nin adaylarının seçmende ne kadar karşılık bulacağı en büyük belirsizliklerden birisi olacak.

Ki;

İyi Parti konusunda 24 Haziran seçimleri ile Mart ayındaki seçimleri asla karşılaştıramayız.

Şu bir gerçek ki;

24Haziran’da, pek çok sol seçmen CHP’nin genel merkez politikalarına bir tepki olarak İyi Parti’ye yöneldi.

Mart ayında ise, partiler yerine kişilerin yarışacak olması, bu oyları büyük oranda yeniden gerçek adresine döndürecek.

CHP seçmeninin yeniden mevcut başkanlardan yana olacağını kolayca söyleyebiliriz.

Buna karşılık…

Yine de alternatif bir adres olacak İyi Parti’nin ne kadar oy çekebileceğini kestiremiyoruz.

Bu da tıpkı MHP gibi bir bilinmezlik ortaya çıkarıyor.

++++

Kısacası;

Mart ayına giderken, dengeleri belirleyecek olan iki parti çıkıyor önümüze…

Birisi İttifak içerisinde yer alacak olan MHP…

Diğeri ne kadar alternatif olacağı hesaplanamayan İyi Parti.

Bu nedenle, seçimin iki favorisi CHP ve Ak Parti, bu dengeleri ne kadar kendi lehlerine çevirebilirse, seçimi kazanma şansları da o kadar artacak.

Hepsini bir araya getirdiğimiz de;

CHP’nin hata yapma şansının olmadığını;

Ak Parti’nin de aday seçiminde, uzun zamandır sahada var olan isimlerin dışına çıkmaması gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor.