İyilik sırtından üç kurşun yedi…

Eskiden komşuda pişer bize de düşerdi.

Eskiden yan taraftan yemek kokusu geldiği zaman ayıp sayılır, bir tabakta yan komşuya götürülürdü.

Eskiden cenaze olduğunda ilk komşu koşar, acılar paylaşılırdı.

Eskiden çocuğumuzu güvenle bırakırdık yan binadaki komşuya…

Eskiden çocuklar geç saatlere kadar sokakta oynar, gözden kaybolma sözü güven taşırdı.

Komşu göz kulak olurdu.

Eskiden yapılan davranışlar “iyilik” kabul edilmez, yapılması gereken “insanlık göreviydi”

Yapılmadığı zaman kınanırdı, ayıplanırdı.

Sonra günden güne değiştik.

Değişmeyle birlikte çoğu şeyi de “eksilttik”

Eksilte eksilte yok ettik.

Paylaşmak zor gelmeye başladı bir süre sonra…

İlk güveni kaybettik.

Gerisi çorap söküğü gibi geldi.

Güven kaybedildikten sonra da benliğimiz, karakterimiz, kimliğimiz zarar gördü.

İnsanlık zaten öldü.

Kötüler öylesine şekil değiştirdi ki, bir kötülük diğer kötülüğü aratır oldu.

Bırakın artık insanlığı iyilik yapmaz hale geldik.

Hatta öyle noktaya geldik ki “iyiliği” unut, “kötülük yapma yeter” dedik.

Geçtiğimiz gün taksici Oğuz Erge, İzmir'de üşümesin diye arabasına aldığı yolcu tarafından vuruldu.

İyilik sırtından üç kurşun yedi!

İyilik sokak ortasında can çekişti.

İyilikle birlikte insanlıkta öldürüldü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi