1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Kentin ve kurumların tanıtımı sırf, Turizm ve reklam kampanyalarıyla olmuyor

Hekimlik, şüphesiz Dünyanın en zor mesleklerinin başında geliyor.
Zorluk, daha Tıp fakültesine girişte başlıyor.
6 yıl süren zorlu eğitimin ardından, hekim olunuyor olunmasına da, iş bununla da bitmiyor.
Özellikle Uzmanlık alanını seçenlerin eğitimi, bundan sonra da devam edip gidiyor.
Sonrasında...
Asistanlık, yardımcı Doçentlik, Profesörlük...
Sizin anlayacağınız, neredeyse ömür boyu eğitim ve sağlıkla iç içe zorlu bir yaşam.
İşte bu zorlu yaşama rağmen Türkiye'de Hekimler hak ettikleri yerde maalesef değiller.
Hem ekonomik olarak, hem de toplumun kendilerine bakışı açısından hak edilen konuma bir türlü gelemiyorlar.
Çoğu çabaları sonuçsuz kalıyor hekimlerin.
Çoğu başarıları da takdir görmüyor.
"Hasta iyileşirse Allah'tan, Ölürse Doktordan" gibi bir önyargı oluşmuş ister istemez.
Halbuki...
Hekimler, toplum sağlığının teminatı oldukları gibi, sosyal hayatın da vaz geçilmez unsurların başında gelen ve örnek olan, statü sahibi bireylerdir.
Mutlaka izlemişsinizdir;
Televizyon programlarının sabah kuşağında en çok ilgi çeken programların başında, Kanal D'de yayınlanan "Doktorum" programı var.
Bu programın izleyici kitlesi, her geçen gün de büyüyor.
Sunuculuğunu Zahide Yetiş ve Op Dr Aytuğ Kolonkaya'nın yaptığı programın önceki günkü konusu "Beyin ve Omurilik tümörleri" idi.
Programın konuğu ise, Eskişehir'in alanında tanınmış ve başarılı isimlerinden olan Osmangazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Prof Dr Ali Arslantaş'dı.
Hangi tür baş ağrısının beyin tümörü habercisi olduğundan tutun da, Omurilik tümörlerinin nedenlerine, el ve ayak uyuşmalarının tümör habercisi olup olmadığına kadar pek çok merak edilen konuyu cevaplandırdı Prof Dr Ali Arslantaş.
Yaptığı Beyin ameliyatından görüntülere, ameliyat olmuş hastalarının stüdyoda düşüncelerinin alınmasına kadar mükemmel de bir program ortaya çıkarttı.
Bu arada...
Program süresince, gerek konuşmalar, gerekse altyazı ile sık sık "Eskişehir" ve "Osmangazi Üniversitesi" isimleri geçti.
Öncelikle şunu söylemeden edemeyeceğiz.
Aynı Televizyon kanalına, aynı süreler içinde Eskişehir ve Osmangazi Üniversitesi isimlerini geçirmek isteseniz, söz konusu televizyona kucak dolusu para vermeniz gerekirdi.
Ama...
Prof Dr Ali Arslantaş'ın söz konusu programa konuk olup, bir saati aşkın konuşması, hem; konusunda ne denli uzman olduğunu, ortaya koyarken, diğer taraftan da Eskişehir'in hem de görev yaptığı Üniversite ve Tıp Fakültesinin resmen tanıtımını üstlenmesine neden oldu.
İşte, yukarıda "hekimlerin yaşadığı kente, topluma ve sosyal yaşama olan öncülüğü" derken, bundan bahsediyorduk.
Artık, kentlerin ve o kent içinde ki kurumların tanıtımı sadece Turizm ve benzeri reklam kampanyalarıyla olmuyor.
Kentte yaşayan ve konusunda uzman olmuş donanımlı insanların, kendi konularıyla birlikte, yaşadığı şehir ve kurumunu da ön plana çıkarmasıyla pekişiyor mesele.
Doğrusunu söylemek gerekirse, Prof Dr Arslantaş bu söylediklerimize verilebilecek en güzel örneklerden birini gerçekleştirdi.
Umarız, bu gibi örnekler çoğalır da,bu sayede Eskişehir'in ve bu şehirde ki kurumların tanıtımına da önemli bir katkı sağlanmış olunur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi