Kentte suç, madde kullanımı ve çocuk

Çocukların suça yönelmesinde hızlandırıcı etki yapan araçlardan biri, bağımlılık yapan madde ve alkol kullanımıdır. Eğer ailede uyuşturucu bağımlısı veya yüksek düzeyde alkol kullanan bireyler varsa çocukların suç işleme zeminlerine savrulmaları kolaylaşmaktadır.

Bağımlılık yapan maddelerle savaş, çocuk suçluluğu ile mücadeleden ayrı tutulamaz. Bu konuda görev, devletin güvenlik güçlerinden başlayarak kentte yaşayan herkese düşmektedir. Bu sorumluluk, sadece ülkenin genç insan kaynaklarını yitirmesi gibi genel görünümlü bir durumla ilişkilendirilerek düşünülemez. Çocuk suçluluğu, giderek sokak sistemi ile bağlantı kurarak kent ekonomisini ve sosyal yaşamını zora soktuğunda; bundan tüccarlar, sanayiciler başta olmak üzere herkes zarar görecektir. Bağımlılık yapan maddelerle savaş, herkesin kendi payına düşen sorumluluğu üstüne alması gereken bir konudur.

Suçun önünü almanın yolu, tek başına cezadan geçmemektedir. Özellikle konu, çocuklar olunca bu insan kaynağının topluma geri kazanılması daha önemli olmaktadır. Önce çocukların suç ortamları ile bağlantılarını kesmeli; buna rağmen suça itilmişlerse onları eğitim ve iş merkezlerinde topluma geri kazandıracak yolları bulmalıyız.

Günümüzde kentlerimizin birincil sorunları arasında sosyal göç yer alıyor. Göç veren iller hızla insan ve finans kaynaklarını yitirirken, göç alan kentler ise bu göçü sindiremediklerinde ciddi ekonomik, sosyal ve kültürel sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Kentlerimizin göç öncesinde de sorunlu olduklarını hatırlayınca, göçün ağırlığı altında nasıl ezildiklerini hayal etmek zor olmaz.

Suç işlemiş çocuklar arasında yapılan araştırmalarda bu çocukların ciddi bir bölümünün göç etmiş ailelerin bireyleri oldukları görülmüştür. Anlaşılan odur ki; göç ile gelinen güvencesiz ortamda yaşama sarılma ihtiyacı, çocukları sokağa ve suça itiyor. Bu nedenle göçün önüne geçmek için kırsal alanlardaki koşulların iyileştirilmesi, çocuk suçluluğu ile mücadelenin araçlarından biri oluyor.

Kentlerimizi etkileyen bir diğer sorun, açık ve gizli işsizliktir. Aile bireylerinin bir işte istihdam edilmeleri, ekonomik yönden güçlenmelerini ve toplum içinde daha prestijli bir yer edinmelerini sağlamaktadır. Bu durum da daha iyi bir aile ortamında bulunmaları nedeniyle çocukların suça yönelme ihtimalini düşürmektedir.

Aile yapısının çocuk suçluluğu ile çok yakın bir ilgisi var. Son yıllarda değişik ekonomik ve sosyal faktörlerin etkisiyle aile yapısının bozulması, çocukların suça yönelmesi için uygun bir ortam yaratmıştır. Bu nedenle aile yapısı konusunda iyileştirici çalışmalar yapmak üzere devletin ve sivil toplumun birlikte hareket etmesi gerekmektedir. Kamu kurumları, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek oluşturabilecekleri aile destek merkezlerinin bu konuda yararlı çalışmalar yapabileceğini söyleyebiliriz.

Ekonomik zorluklar ve aile sorunları yanında çocuğu suça iten en önemli etken, ailenin ve çocuğun eğitimsizliğinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle suçlu çocukların uygun eğitim - öğretim ortamlarında rehabilite edilmeleri beklenir. Bu çocukların özel ve yoğun rehberlik hizmetlerinden yararlanmalarının önemli katkıları olur. Eğer çocukların bilgi birikimi, yetenekleri ve yaş durumları uygunsa rehabilitasyona imkân veren ortamlarda istihdam edilmeleri son derece etkili sonuçlar verir.

Suç olgusu olunca, ister istemez konuya güvenlik güçleri müdahil oluyor. Günümüzde polislerin eğitim düzeylerinin giderek yükseldiği, bunun hizmet içi eğitim mekanizmaları ile yükseltildiği biliniyor. Ama polisin çocuk ve suç konusunda artması gereken uzmanlığı da bu işin çözümüne giden önemli katkılar arasındadır.

Lütfen çevrenize dikkatle bakınız. Toplum olarak çocuk suçluluğu konusundaki genel duyarsızlığımızı hemen gözleyeceksiniz. Sokaklarda bağımlılık yapan madde kullanıcısı çocukları gördüğünüzde, oradan acilen uzaklaşmak dışında ne yapıyoruz? Çoğu zaman “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” fikrinin bir adım ötesine geçemiyoruz. Yarın çocuk suçluluğu, bir çığ gibi büyüyüp hepimize zarar vermeye başladığında çok geç olabileceğini aklımıza bile getirmiyoruz. O çocukların bu ülkenin, bu toplumun zenginlikleri olduğunu ve onları kaybetmekle geleceği kaybettiğimizi anlamıyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi