Gürcan Banger
Kentte suç, aile ve çocuk
Sosyal olayların temelinde iki farklı türden neden bulunur. Birincisi görünür nedenler, ikincisi ana (kaynak) nedenlerdir. Eğer sadece görünür olanın üzerine yoğunlaşırsanız, gerçeği yakalamakta zorlanırsınız; önlemleriniz sonuç vermez.Örneğin sadece trafik cezalarını artırarak trafik suçlarının önüne geçemezsiniz; çünkü trafik suçlarının altındaki ana neden eğitimle ilgilidir. Ancak eğitim sorunlarını gidererek trafikteki sorunlarınızı kalıcı olarak çözebilirsiniz.
Çocukların işlediği suçların ana kaynaklarının başında aile yapıları gelir. Suça yönelen çocukların pek çoğundaki ortak özellik, ekonomik ve sosyal yönlerden yetersiz olan ailelere sahip olmalarıdır. Görünen odur ki, maddi ve manevi olarak yetersizlikleri olan ailelerin çocukları, sokağa ve suça yönelme konusunda görece daha yüksek potansiyele sahiptir. Yapılan istatistik çalışmaları bunu doğrulamaktadır.
Yapılan çalışmalar, annenin genelde işsiz olduğu, babanın ise son derece düşük gelir düzeyindeki işlerde çalıştığını sergilemektedir. Evin annesinin eğitimsizliği öncelikle göze çarpan bir diğer önemli özelliktir. Gerçekleştirilen alan çalışmalarında; bu tür ailelerin sosyal ilişkiler yönünden son derece zayıf oldukları, akraba ve komşuluk ilişkilerinin dahi yeterince gelişmediği gözlenmiştir. Özetle bulgular; ekonomik, sosyal ve kültürel yetersizliklerin bulunduğu ailelerde çocukların suç işlemeye yönelten bir ruhla yetiştikleri gerçeğini doğrulamaktadır.
Anne ve babanın eğitim durumları incelendiğinde; ebeveyn eğitimsizliğinin çocuk suçluluğu ile doğrudan ve çok sıkı bir ilişkisi olduğu anlaşılmaktadır. Suç işleyen çocukların tek tek durumları incelendiğinde, çocuğun eğitim durumunun da suçla doğrudan ilişkisi ortaya çıkmaktadır. Kısaca ailenin ve çocuğun eğitimsizliği, çocuk suçluluğunun birincil nedenleri arasında yer almaktadır.
Ülkemiz açısından bakıldığında; her ne kadar eğitim almış olmak, bir iş sahibi olmak için yeterli değilse de; eğitimin ekonomik yönden olabildiğince güçlülüğün araçlarından biri olduğu ortadadır. Eğitimsiz ailelerin ekonomik ve sosyal problemlerini çözmekte daha büyük engelleri oluşmaktadır.
Diğer yandan eğitimin, problem çözme performansı ile yakın ilintisi bilinir. Eğitimsiz ailelerde düşük öğrenme düzeyindeki çocukların iyi düşünme ve doğru karar verme yetenekleri gelişmemektedir. Bu da suça yönelmek veya sokak ilişkileri içinde suça yöneltilmek için son derece uygun koşullar oluşturmaktadır.
Dolayısıyla çocuk suçluluğu, güvenlik güçlerinden önce, devletin ve sivil toplumun sorunu olarak gözükmektedir. Kendi sosyal çevremizde yoksulluk ile mücadele, çocuk suçları ile mücadelenin birincil yöntemidir. Bu amaçlı sosyal mekanizmalar geliştirmemiz gerekir. Benzer biçimde; yoksul ailelerin eğitim sorunlarını çözmek için sivil toplum olarak yeni yol ve yordamlar üretmeliyiz. Özetle; yerelde yoksullukla mücadele için önce makro ve ardından yerel mikro politika ve yaklaşımlara ihtiyacımız var.
Boşanma, ayrı yaşama veya ölüm gibi nedenlerle oluşan parçalanmış aile yapılarının, çocuk suçluluğu için bir diğer etkili faktör olduğu anlaşılıyor. Suçlu çocuklar arasında yapılan alan araştırmaları bu gerçeği doğruluyor. Bu arada ülkemizin Doğusunda ve kırsal alanlarında yaygın olan ailenin babasının, çocukların annesi üzerine kuma getirmesinin de çocukların önce sokağa ve ardından suça yönlenmesinde etkili olduğu görülüyor. Parçalanmış ailelerde ekonomik yetersizliklerin çocuk suçluluğu üzerinde destekleyici etkileri olduğu da bilinmekte.
Öyle anlaşılıyor ki, sosyal göçün ve bozuk kentleşmenin etkileriyle düzensizleşen aile kurumunun rehabilite edilmesi için sosyal ve sivil çalışmalara ihtiyaç var. Bu konuda yerel yönetimlerin etkin çalışmaları yanında sivil toplum kuruluşlarının da ciddi projeleri olmalı.
Suç işlemenin yasa ve kurallara aykırı olduğu gerçeğinin etkisini yitirdiği ailelerde suça yönelim daha kolay olmaktadır. Bir anlamda bu tür ailelerde suç işlemek, adeta bir meslek gibi meşruiyet kazanmış gibidir. Dolayısıyla suç işlemiş büyüklerin bulunduğu ailelerde çocukların sokağa ve suça yönlenmeleri çok daha kolay ve hızlı gerçekleşmektedir. Bu etki, daha önce sözünü ettiğim diğer faktörlerle birleşince çocukların yasa dışılığı için güçlü bir zemin ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla suç işlemiş bireylerin, topluma kazandırılması, bunların aile içinde düzgün örnekler olmalarını sağlayacaktır. Yine bu bağlamda devlete ve sivil topluma düşen görevler bulunmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.