
Vedat Alp
Krize çözüm bulunmazsa vay halimize
Sağlık sistemindeki sorunlar bitmek bilmiyor.
‘’Sorunları çözmek için’’ sözüm onlara ‘’reformlar’’ yapılıyor.
Ancak ‘’reform’’ adı verilen uygulamalar sorunlara çözüm olmuyor.
Sorunlara çözüm olmadıkları gibi yeni sorunların yaratıcısı oluyorlar.
Sistemden hoşnut olan yok.
Doktorlar başta olmak üzere tüm sağlık çalışanları büyük sıkıntı içerisinde…
Aile hekimleri ve çalışanları ciddi sorunlarla karşı karşıya…
Çalışanlarına böylesine sıkıntı veren bir sistemden yurttaşlar hoşnut olabilir mi?
Elbette ki hayır…
Muayene olmaları başlı başına bir sorun…
Randevu alıp doktor karşısında çıkmaları zaten ‘’deveye hendek atlatmaktan’’ daha zor…
Muayene olduktan sonrası da ayrı bir dert…
Katılım payları katlandıkça katlanıyor.
‘’Paran yoksa sağlık hizmeti de yok’’ denilecek bir döneme girildi.
Eczacılar, halk sağlığının ayrılmaz bir parçası…
‘’Halka en yakın sağlık danışmanları’’ dense olur…
Doktorlardan önce onlara danışıldıkları çok oluyor.
Bir zamanlar ‘’tuzu kuru’’ denilebilecek toplum kesimleri arasında yer alıyorlardı.
O günler çok gerilerde kaldı.
Uzunca bir süredir varlıklarını sürdürmekte zorlanıyorlar.
Sorunlarını dile getirip çözüm istiyorlar.
Ne yazık ki, seslenişlerini duyan yok.
Sorunlarına çözüm getirilmediği gibi ‘’angarya’’ denilebilecek işler yükleniyor.
Eczacıların sorunlarını görmezden gelenler, eczacılara ‘’tahsildarlık’’ işlevi yüklüyorlar.
Vatandaşla karşı karşıya geliyorlar.
Öyle olunca tüm sağlık çalışanları gibi eczacılar da şiddetin hedefi oluyorlar.
Daha yeni yaşanmış bir şiddet olayı var.
Genç bir kadın eczacı işyerinde saldırıya uğradı.
Öfkelenmemek elde değil…
Şimdi ortaya çıkan yeni bir sorun var.
Kamu Kurum İskontosu ile ilgili…
Aslınsa ‘’sorun’’ yerine ‘’kriz’’ demek daha doğru olur.
Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik, krizi duyurup çözümistedi.
“İlaç fiyatlandırma ve ödeme sisteminin temel unsurlarından biri olan Kamu Kurum İskontosu(KKİ), bugün artık sürdürülemez bir noktaya gelmiş, yapısal bir krize dönüşmüştür. Özellikle bazı ilaç firmalarının KKİ yükümlülüklerini yerine getirmeyeceğini duyurması, bu krizin boyutunu gözler önüne sermektedir. Özellikle yabancı bir firmanın 2 Haziran 2025 itibarıyla belirli ilaç gruplarında KKİ uygulamayacağını açıklamış ve Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise bu keyfi tutuma karşı herhangi bir yaptırım mekanizması işletmemiştir.
Firmalar iskontoyu uygulamamakta ancak SGK hâlâ iskonto varmış gibi ödeme yapmaya devam etmektedir. Bu durumun doğrudan sonucu olarak eczacılar, aradaki fiyat farklarının muhatabı hâline getirilmekte, ekonomik yük eczane ekonomisini zayıflatmakta, ilaç temin süreçleri aksamakta ve kamu sağlığı tehdit altına girmektedir.
Bugün yalnızca birkaç kalem ilaçta yaşanan KKİ uyumsuzluğu, yıllık yüz milyonlarca liralık bir yük oluşturmakta, sistemin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Bu bir istisna değil, bir sistem sorunudur. Yıllardır geçici çözümlerle ötelenen bu yapısal sorun, artık görmezden gelinemez noktaya gelmiştir. Sağlık hizmetlerinin temel taşı olan eczacı, ticari uyuşmazlıkların değil, kamusal çözüm mekanizmalarının muhatabı olmalıdır.”
Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik’in duyurduğu sorun gerecekten çok ciddi…
İlaç firmaları iskonto yapmıyor.
Buna karşılık SGK, eczacılara ödeme yaparken ‘’iskonto’’ varmış gibi hesaplama yapıyor.
Bunun yaratacağı sorun belli…
Eczacılar para kazanamadıkları gibi zarar edecekler.
Zaten sıkıntıda olan eczacıların zarar kaldıracak durumları yok.
Bu ağır yükü kaldıramazlar.
Bu yeni krizle birlikte ekonomik olarak büyük risk altındalar.
Kepenk indirme olasılıkları yüksek…
Kriz yalnızca eczacıları zora sokmuyor ki…
Yurttaşlar için de ciddi sıkıntılar yaratıyor.
Eczacı Odası Başkanı Çelik’in söylediği gibi ‘’eczacılar ekonomik risk altına girerken halk sağlığı da tehdit altına giriyor.’’
Ortada ciddi bir kriz var.
‘’Çözümsüz’’ değil… Elbette ki çözülebilir.
Çözülmesine çözülür de bugüne kadarki uygulamalara bakıldığında çözüm için umutlanmak çok zor…
Umarız ki, biz yanılırız…
Yoksa vay halimize…