Yerel seçim sürecinde hareket yaklaştıkça tahminler de belirginleşiyor.

Süreç CHP üzerinden gidiyor, hep CHP’yi konuşuyoruz.

Biraz da AKP üzerine iki çift laf edeyim dedim.

Adaylar konusunda görüşler veriliyor.

İddiaya girenler bile oldu.

Benim de elbette 6’ıncı hissime dayanarak tahminlerim söz konusu.

Bir duyuyum yok, bir yerden aldığım bilgi yok.

Sadece bir an da kalbime his geliyor.

“Aday bence şu isimler” diyorum, bana inanılmaz ve şok gözlerle bakanlar da olmuyor değil.

Eskisi gibi takmıyorum.

Tutar ya da tutmaz benim de hissim bu!

Ne yapabilirim kardeşim?

Yani hissine dayanarak bize bilgi mi veriyorsun, gazeteci net bilgi verir” der gibi gözlerini okuyorum.

“Net bilgi olsa, inanın, anında yazıyorum, biliyorsunuz hızıma kimse yetişemez.

Diğer meslektaşlarımın da “net” diye aktardıkları aslında kalbinden geçenler, “keşke” diyorlar ama kulis bilgisi diye sızdırıyorlar.

Neyse konumuz o değil…

AKP’nin Büyükşehir adayı şu an için net gözüküyor

Son dakika bir şeyler değişmezse Nebi Hatipoğlu’nun ismi her an açıklanabilir.

Odunpazarı’nda ise öne çıkan isimler Burhan Sakallı, Süleyman Ekşi, Özkan Alp…

Bu üç isimden birinin aday olarak gösterileceği biliniyor.

Eeee, nerde bizim kendisini bir yıl önceden Odunpazarı adayı olarak ilan eden ve hatta “kesin” gözüyle bakan ya da baktırılan Murat Özcan?

O zaman da hissime dayanarak, “Bence Murat Özcan’ı aday yapmayacaklar, öyle hissediyorum” demiştim.

Sonra bana gülerek, “Ne hissi ya, Murat ağabey en güçlü aday, sen taraflı bakıyorsun, sizin aranız kötü ya ondan öyle düşünüyorsun” diye bir ton felsefe yaptılar.

Gazeteci olduğum için ve kimseyle ağabey-abla ilişkisi kurmadığım için “objektif” gördüklerimi dile getirdim oysaki…

Eee ne oldu?

Haklı çıktım!

Ben demedim mi: “Evdeki hesap çarşıya uymaz” diye…

Ben demedim mi: “Çalışmaları evrene ters, evren ego sevmez, daha sakin” diye…

Ben demedim mi: “Murat Bey bence aday dahi olamayacak, siyasete giriyorsan, eleştiriyi kaldıracaksın, anlayışlı olmayı öğreneceksin, her düşünceye de açık olacaksın” diye…

Çok daha fazlasını dedim, uyardım, İYİ Parti’den sonra yapma, etme, yanlış yapıyorsun, böyle gidersen “olmaz” dediklerimden biri oldu.

Eee ne oldu, “Haklı çıktım!”

Gururluyum Eskişehir halkı!

Bu yıl haklı çıktıklarım kaybettiklerimden daha fazla!

Ben bunu kusura bakmayın, bir on bin kez yazarım.

Başa kakarım!

Son dakika ani bir durum gelişmezse “adaylığı” şu an için askıda!

Geçtiğimiz gün AK Parti aday adayları ve milletvekilleri de bir toplantı yaptı malumunuz…

Orada da Hatipoğlu ile Murat Özcan’ın tartıştığı kulaktan kulağa yayıldı.

Kriz çıkmış toplantıda…

Murat Bey’le Nebi Hatipoğlu epey gerilmiş.

Burada benim lafım yine Özcan’a…

Hatipoğlu’ndan öğrenecek çok şeyi var.

Çünkü Hatipoğlu’nu çok eleştirdik, o bir siyasetçi gibi davrandı ve açık davrandı.

Yapması gerekeni yaptı aslında.

Tabularını kırdı.

Bu anlamda kendisini tebrik de ettim.

İçimden tabi…

Sözün özü…

Evrende her ihtimale inandığım için Özcan’ın aday olup olmamasına diyecek lafım yok, olabilir de ama benim takıldığım nokta başka!

Eleştiren herkesi, “itibar suikastına uğruyorum a dostlar, güçlüyüm ya savaş açtılar, hodri meydan, topunuz gelin” şeklinde enteresan cümlelerle püskürttü.

Hatta Özcan’ın bu özelliğini keşfedenler, “Başkan olacaksınız, kesin kazanacaksınız ya, ondan sizi hedef aldılar” diyerek mutlu ettiler, sırtını sıvazladılar.

İyice koltukları kabardı.

Eee ne oldu aaa dostlar, ben haklı çıktım!

Kuantum Özge yine kazandı.

Adaylık konusunda üzeri çizildi.

Kendisine hep sormak istediğim ama soramadığım o soruyu izninizle…

Tam zamanı gelmişken…

Tam yerine rast gelmişken…

Manzara koyayım…

“Söyler misiniz Sayın Özcan itibar suikastını şu an size teşkilat mı yapmış oldu?