Fahrettin Yokuş Türkiye Kamu Sen'in en önemli isimlerinden.
Türk Büro Sen'in de Genel Başkanı.
Önceki gün Eskişehir'e geldi.
Basın açıklaması yaptı.
Daha sonra bir süre atak üstüde olsa sohbet etme imkanı bulduk.
Ülkenin içerisinde bulunduğu durumdan duyduğu rahatsızlılığı açık dille ifade etti bize...
Kısaca;
Tedirginlik artıyor, toplumda bir gerilme başlangıcı var.
***
Genel Başkan Fahrettin Yokuş sendika binasında şunları diyordu;
"İktidar sahipleri toplumu, 'bizden olanlarla, bizden olmayanlar' diye ikiye bölüyor.
Kendi görüşlerini benimsemeyenleri 'ötekiler' olarak yorumlayıp, ikilem yaratıyorlar. Daha sonra ötekilerden gördükleri kamu çalışanlarını görevden alıyor, yerini değiştiriyor yada sürgün ediyorlar"
Yokuş'un bu tespitlerinin ardından sendikacılık anlamında yaşananlar geldi aklımıza...
Sendikacılık-siyaset ilişkilerini düşündük.
İktidara yakın sendikacılığın oluştuğunu gözlemledik.
Eskişehir'de ki müdür atamalarında yaşananlara hep birlikte şahit olmuştuk.
Yapılan atamalardaki isimlerin neden sadece tek bir sendikanın üyesi olduğunu çözmeye çalıştık.
Fahrettin Yokuş'un söylediklerinden yola çıkarakta,
Bazı şeyleri de netleştirmeye başladık.
Ya müdürlük ya sürgün.
Seç birini.
Öyle mi?
***
Fahrettin Yokuş memur sendikacılığının en üzerindeki isim.
Siyaset sendika ilişkilerini yakından takip edebilir.
Biz biraz uzak kalsakta, takip etmeye çalışıyoruz.
Hani eskiden sendikacılık denince sokaklar gelirdi aklımıza.
Şimdi siyaset geliyor.
Atamalar, krizler, yada Yokuş'un iddiasıyla sürgünler.
Ya da;
Bir şube müdürünü komşu ilin ilçesine gönderirsin,
Arkasından aynı kurumun müdürünü de Ege'ye itersin...
Bu işin içinde siyaset var mı, yok mu?
Hadi bunu da siz çözün.Yokuş haksız mı yani?