MERSİN'DEN ESKİŞEHİR'E SELAM OLSUN...

Bazen sarar beni derin bir hüzün…
Geçmişi kolay atamam üzerimden…
İlla ki kalır bir yerlerde, günde en az 2-3 kez giderim.
Bazen selam yollarım.
Bulurum geçmişten birilerini, iki lafın belini kırar, dindiririm yüreğimi…
Mersin’de öyle benim için…
Sanki hiç yaşanmamış da hayatımdan geçen bir siluet…
Mersin Vif ile yapılan uzun yolculuklar…
Sadık bir yolcuydum, alışkanlarım bile olsa bırakamam kolay kolay.
Bırakmadım hiç…
Üzmedi o da beni…
10 saat süren yolculuklar da ne özlemler yaşadım bilmem ama izi hala içimde…
Sahillerinde çiçekten cafeler sıralanmıştı o zaman…
Gül Cafe, Lale Cafe…
Ben Gülcüydüm sanırım…
Deniz kenarında çay içmenin bile tadı bir başka… 
Dalgaları kadar yükselmezdim o zaman, şimdiye kıyasla daha dingin bir ben…
Hatta bazen diyorum, o zamanın Özge’siyle şimdiki yer değiştirse değişirdi belki yaşam…
Ya da değişmesin…
Her değişkenliğin içinde farklı bir zorluk vardır muhakkak, ben şimdikilerine alıştım.
Üniversite anıları dipsiz bucaksız…
Bakmayın şimdi böyle durduğuma,  o zaman namım vardı…
Gençlikte bunu gerektirir değil mi?
Kampüste ne anılar yaşadım, ne kalpler kırdım, ne de çok kırıldım…
Çoğu bellekten silinip gitmiş.
Ama iyi ki yaşandı da şimdi ki Özge’yi icat etti…
Öyle değil mi?
Bende yine geçmişe duyulan derin bir özlem…
Sizler de dert ortağım…
Bir selam vermek istedim Eskişehir’den Mersin’e…
Pozcu sahiline…
Çiftlikköy halkına…
Bıraktıklarıma…
Kalanlara…
Gidenlere…
Bu arada!
Mersin Vif artık yok!
Ama benim içimde…
Ara ara çağırıyor, yolculuk yapıyor, bilinmezliklere gidiyorum.


Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi