
Gürcan Banger
Mühendislik Nereye?
Geçtiğimiz yüzyılda mühendislik mesleği ve eğitimi, toplumun ve teknolojinin değişimine bağlı gelişmeler gösterdi. Mühendislik bağlamına yeni disiplinler eklendi; üniversite eğitimi bu çerçevede yeniden şekillendi. Günümüzde ise farklı bir durum var. Değişim çok boyutlu ve ivmelenerek ilerliyor. Mühendisliğin buna uyum sağlaması için daha birikimli, dinamik ve esnek olması gerekiyor. Geleneksel mühendislik eğitimi günün ihtiyaçlarını tatmin etmekte zorlanıyor. Benzer biçimde mühendislik okulu mezunlarının iş dünyasına ve özellikle sanayiye eklemlenmesinde yaşanan sorunlar büyüyor. Ekonomi, bünyesine almak üzere ‘daha hazır’ mühendislik mezunları bekliyor.
Mühendis açısından konuya baktığımızda ise konu daha iç açıcı görünmüyor. özellikle gelişim sürecinde yeterince başarılı olamamış ülke ve bölgelerde mühendislerin ekonomik ve sosyal statülerinde bir düşüş var. Benzer bir durum gelişmiş ülkelerde de yaşanmıyor değil. Bu görünüm karşısında mühendisliğin geleceği ve mühendisin toplumdaki yeri konusu giderek daha fazla oranda soru cümleleri oluşturuyor.
Mühendisliğin geleceği konusunda iyimser düşünenlerin dayanağı, geleceği oluşturacak değişimin büyük ölçüde teknolojideki gelişimlerle olacağı şeklinde… Bu bakış açısı, ufukta belirtileri görülen teknolojilerin geleceği oluşturmada etkili olacağını söylüyor. Böyle bir gelecekte teknolojik uygulamalar insanların yaşamlarını kolaylaştırırken mühendisliğin önünü açacak ve alanını genişletecek. Mühendisler yeni bilim ve disiplinlerin geliştirdiği teknolojilere yaşamsal alanlara ticari olarak uygulayacak ve insanlığa daha iyi bir yaşam sunacaklar.
İkinci senaryo ise iki farklı alanın (biyoloji ve nano teknolojinin) bütünleşmesinden oluşuyor. Bu yeni durumu biyoteknoloji devrimi olarak isimlendiren yaklaşım, bu alanda mühendisliğin yeni görev ve fonksiyonları olacağını ifade ediyor. Ancak bu alanın değerlendirilmesinin politik yaklaşımlar ve toplumsal yargılar açılarından engellenmesi mümkün olabilir. çünkü mühendisliğin bu muhtemel uygulaması insanın klonlanması, yeni canlı türlerinin üretilmesi ya da gen aktarımlı gıdalar geliştirilmesi gibi tartışmalı alanlara kayabilir.
üçüncü senaryo, yeni mühendisliğin insanlığın tehdit eden doğal afetlerin önlenmesi konularında uygulanması ile ortaya çıkıyor. İklimlerin düzenlenmesi veya depremlerin önceden haber alınıp önleyici tedbirlerin uygulanması gibi yeni alanlar sayısız mühendislik uygulamasına aday görünüyor. Gene bu çerçevede yeni mühendislik tasarımlarının ortaya çıkması beklenebilir.
Dördüncü senaryo ise yeni mühendisliğin günümüzde ancak dilsel olarak kullanılan yeni alanlara savurabileceğini öngörüyor. Kolay anlaşılması açısından günümüze yakın bir örnek olarak örgüt mühendisliğini ya da siyasal mühendisliği söyleyebiliriz. Gene küreselleşmenin yarattığı aynılaşma veya benzeşme yönelimi çerçevesinde mühendislik kavramının ortak bir dile sahip olacağı ve buna bağlı olarak yeni bir mühendis öznesinin ortaya çıkacağı öngörülebilir.
Yukarıda sayılanlardan daha başka senaryolar da üretmek mümkün. Ama ivmeli küresel değişimin ortaya koyduğu kaçınılmaz bir gerçek var. Gelişimi tohum halinde iken tanıyıp bilmek ve gerekli önlemleri almak lazım. İhtiyaç tümüyle fark edilebilir biçimde ortaya çıktığında değişimi yakalamak çok daha zor ve pahalı oluyor. Bu nedenle mühendislik ile ilgili kurum ve kuruluşların değişen meslek ve eğitim ihtiyaçları konusunda farkında ve hazırlıklı olması gerekiyor.