Murat Bey kızmazsanız naçizane bir şey diyecektim...

Epeydir hayalinde, rüyasında, yolda giderken, camekandan etrafı izlerken, elleri ceplerinde yürürken, arabasıyla hızla giderken Odunpazarı’na aday olmak için hazırlanan meclis üyesi Murat Özcan “sonunda” diyebileceğimiz bir şekilde aday adaylığını duyurdu.

“Sonunda” diyoruz.

Vallahi rahatladık!

Çünkü ortada fol yok yumurta yokken bile kendisini eleştirenlere karşı gardını alıp, “aday olacağım ya saldırı altındayım” modunda geziyordu.

Hatta “aday olacaksın ya başkanım, saldırı altındasınız” diyenleri de çok seviyor, kahkaha atıyor, kahkaha atıldığını fark edenler de bir iki cümle ile iyice veriyordu ayarı…

Şimdi elinde bir done oldu hiç yoktan…

Resmi olarak “aday adayıyım” dedi.

Hayırlı olsun diyoruz.

Diyoruz da…

Ama eleştiriler de hayatın bir gerçeği olacak değil mi Murat Bey?

Bir yola baş koyarken “eleştirenlerin” de olacağının bilincindesiniz değil mi?

O bizleri aday adaylığı toplantısına eleştirel yönümüzü bildiği için çağırmamış olabilir ancak bunun

bir adaylık süreci öte yandan hadi diyelim başkan oldu, başkanlık süreci olacak…

Ayrıştırma politikaları için erkeni bırakın, erkenin de ötesi bir zaman dilimi varsa ondan değil mi?

Neyse diğer bir hususta kendisini öyle bir tanıttı ki şahsen büyük bir beklentiye girdim.

Şimdi dedim onun aday adaylığı toplantısına katılım öyle yoğun olur ki partiden Yunus Emre Caddesi’ne doğru insan zinciri oluşur, izdiham doğar, parti önünde “Murat Başkan” tezahüratları yankılanır, o da parti binasına sığamadım diyerek mini miting tarzı bir şey yapar.

Ama bir de ne görelim?

Parti salonunda normal denilebilecek bir destekçi grup vardı.

Hatta çağırmadı ama keşke gitseydim dedim, kenarda kalabalık yapardım.

Üstelik Özcan İl Başkanlığı yapmış olmasına rağmen teşkilatın ağır topu olarak nitelendirilebilecek, eski il başkanlarından, milletvekillerinden kimseyi göremedik.

Ama yine arkadaşlarına, “Ben çıkarken ya ya ya şa şa şa Murat Başkan çok yaşa” falan deyin bakın ha, namım yürüsün demeyi de unutmadı muhtemel, çıkarken ufak tefek tezahüratlar aldı.
Hakkını yemeyelim.

Ama ben uyarıyorum, beni dinleyen olmuyor.

Evren “mütevazi, samimi” olan her şeye puan verir, gösterişten uzak durun diye.

Ama sakalım yok ki?

Yine o hataya düştü Murat Bey…

Şimdi bu yazıyı okurken bile “saldırı altında olduğumu fark ettiniz değil mi” şeklinde birkaç kişiye telefon açabilir.

Ben şimdiden yanıt vereyim.

Yok, valla düşüncelerimi söylüyorum Murat Bey, ben de böyle düşünüyorum napayım?

Düşünmek suç mu?

Farklı düşünmek edepsizlik mi?

Sizin gibi düşünmüyorum diye size saldırmış mı olmuş oluyorum?

Son sorum da şu naçizane kızmazsanız eğer:

“Yaklaşık 100 bin Sivrihisarlının, 100 bin Emirdağlının yaşadığı bir bölgede Trabzonlu bir başkanın seçileceğine inanıyor musunuz?

Umut her daim mümkün!

Ona diyecek tek sözüm yok da…

Evren bakalım bu konuya ne diyecek?

Göreceğiz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi