
Gürcan Banger
Nasıl Bir Eğitim Sistemi?
Covid-19 salgını nedeniyle pek çok kurum gibi eğitim sisteminin de sarsıntılar geçirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Okul gibi fiziksel mekânlarda yapılan eğitimin yerini İnternet uygulamaları ve TV kanalları aldı. Ama memnuniyetsizlik kaynaklı çeşitli eleştiriler eğitim kurumunun iç ve dış gündemini işgal etmeyi sürdürüyor. Şu anda yaşanmakta olan kısıtlı yaşam sonsuza kadar sürmeyecek. Diğer yandan her sorunun yeni fırsatlar yarattığını düşünürsek, eğitimin içine düştüğü sıkıntılı durum yeni çözümlerin de vesilesi olabilir. Şu an geçmişteki fiziksel mekânda yapılan eğitimi sanal olanla ikame etme gayreti içindeyiz. Hâlbuki çağın ihtiyaçlarına uygun yeni eğitim içeriğini, ilkelerini, metodolojisi ve tekniklerini geliştirmek zorundayız.
Eleştiri ciddi iştir. Ama eskinin yerine gelecek olanı tasarlamaya göre daha kolaydır. Eğer yeni bir eğitim sisteminden söz edeceksek onun tasarımına ilişkin öngörülerimiz olmalı. Bir sistem hakkında öngörüler geliştirmenin yollarından birisi ise onun bileşenleri ve paydaşlarındaki değişim ve gelişime dikkat etmektir. Eğitim söz konusu ise böyle bir sistemin unsurları arasında öğrencileri, eğiticileri, aileleri, girişimcileri, politika yapıcılarını ve araştırmacıları sayabiliriz.
Yeni bir eğitim sistemine ilişkin olarak öğrenciler açısından neler söyleyebiliriz? Yeni eğitim öğrencilerin farklı ihtiyaç ve ilgi alanlarına yönelik olmalı. Her genç (ya da yetişkin) bireyin kendisi için tasarlanmış olan bir öğrenme deneyimini yaşamalı. Bu yaklaşımla oluşturulmuş deneyim zenginliği oluşmalı.
Mevcut sistemin dayatmacı yaklaşımına oranla öğrencilerin daha fazla kişisel seçimleri olabilmeli. Kendi durumlarına uygun öğrenme yaklaşımlarını seçebilmeleri için cesaretlendirilmeli ve bu yönlü gelişmeleri sağlanmalı.
Yeni bir eğitim düzeninde öğrencilerin birden fazla öğrenim modelini seçebilme fırsatları olacağını düşünebiliriz. Tek bir eğitim süreci içinde tek başına, küçük gruplar içinde veya daha büyük topluluklarda eğitim alabilme fırsatları olmalı. Eğitim yöntemi olarak ders dinleme, proje yapma, öğrenme odaklı oyun oynama ya da yeni geliştirilmiş başka teknikleri seçebilme imkânları bulunmalı.
Eğitim bilgisayar başında, etkileşimli TV kanalında veya yüz yüze olarak eşzamanlı alınabilmeli ya da öğrenci daha önce kaydedilmiş, gelişkin bir dersi materyalini uygun zamanında kullanabilmeli. Bunlardan herhangi birini durumuna uygun olarak seçebilmeli. Eğitim ihtiyacı içindeki genç birey teknolojinin geldiği noktada akıllı telefondan tablet bilgisayara kadar herhangi bir ortam üzerinde öğrenme deneyimini yaşayabilmeli.
Yeni eğitim konusunda sadece bilgi ve deneyimin iletildiği ortama kilitlenip kalmak bir kez daha geleneksel eğitim hatalarından birine saplanmak anlamına gelir. Eğitimin ortamı ve iletişim aracı değişir ve gelişirken benzer bir ilerlemeyi içerik alanında da öngörmek gerekir. Öğrenci için çeşitlendirilmiş farklı içerikler sağlanırken bunlara erişim için bir dizi yöntem, araç ve teknik geliştirilmiş olmalı.
Eğitimi fiziksel okul ile sınırlama algımızı değiştirmek zorundayız. Okul öğrenmenin gerçekleştiği tek seçenek olmaktan çıkmalı. Geleneksel okul, genç insanların yetişmesinde yetişkinlerin daha farklı roller aldıkları yeni bir anlayışla yeniden kurgulanmalı.
Bilgi Çağı’na uygun bir öğrenme başarısı elde etmek için okulun yanına neredeyse yaşamın tüm alanlarını eklemek zorundayız. Toplu yaşam mekânları, müzeler, kütüphaneler, parklar, alışveriş merkezleri ve en önemlisi ev öğrenmenin fiilen (uygulamalı olarak) gerçekleştiği ortamlar halinde düzenlenmeli.
Zorunlu eğitim aşamasında neredeyse hiç seçme şansınız yok. Önünüze koyulan yemeği yemek (sunulan eğitim müfredatına razı olmak) zorundasınız. Hâlbuki yaşadığımız zamanın ruhunun farklılaşma, çeşitlenme, bireyleşme ve kişiselleştirme özelliklerine sahip olduğunu biliyoruz.
Böyle bir durumda eğitim ihtiyacı olanlar olarak kendi öğrenme planımızın sahibi olabilmemiz gerekiyor. Kendi beğeni, ilgi, motivasyon ve öğrenme tarzımıza uygun ayarları kendimiz yapabilmeliyiz. Hedeflerimizi koyarken ve başarıyı ölçerken katılımımız daha etkili olmalı.
Böyle bir hedefe sıfır zamanda varmayacağız. Bu kurguyu gerçekleştirmek zaman alacak. Ama eğitime böyle bakmayan topluluklar dünde kalırken değişimi başaranlar çoktan ışık hızına çıkmış olacaklar.