Bazı anlar zor olduğu kadar özeldir de…
Öyle anlardan birisini yaşadım OBAK ekibiyle…
OBAK Ekip Lideri Ercan Temel, OBAK Lojistik Ekip Lideri Gürkan Çelik, OBAK Ekip Lider Yardımcısı Hakan Döner ile Kahramanmaraş depremi sonrasında Hatay’da geçen 14 günü konuştuk.
14 gün içerisinde söylenecek cümle çoktu ama nerden başlayacağın zordu.
Onlar kolay olmayan bir şeyi daha yaptı.
Kalplerini bir gazeteciye açtı.
Bu sebeple bir teşekkürü borç bildim kendilerine…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’ta öyle düşünmüş olacak ki deprem bölgesinde arama kurtarma çalışmalarına katılan OBAK, DAK, AKUT ve İZ Arama Kurtarmanın ekip liderleri ve üyeleri ile bir araya geldi.
Kendilerine teşekkür belgesi takdim etti.
Önemli bir noktaya da değindi bu esnada Kurt, Eskişehir’de kurtarma ekiplerinin artmasını, sivil toplum örgütleriyle mahallelere girilmesi gerektiğini söyledi.
“Yani aslında olası felaketlere, ihmallere mahalle mahalle hazır olunması gerektiğini” dedi.
“Mahalle mahalle seferber olalım, yaraları saralım” dedi.
“Asıl enkazlar öldürmedi mi, ne kadar çok eğitimli, bilinçli olursa, ne kadar çok sizin gibi kahramanlar olursa, ne kadar çok zamanında yetişilirse yaraya daha çabuk ulaşılmaz mı” dedi.
“Bir can fazlasını kurtarmak bir başka canın yarasını sarar” dedi.
“Doğru da” dedi.
Bu sebeple muhtarlara da büyük görev düşüyor.
Her mahalle kendi ekibini yaratmalı, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları birlikteliğiyle hazır olunmalı afetlere, olumsuzluklara…
Çünkü o kahramanlar birebir şahit oldu.
Anlatırlarken tecrübelerini…
“Hepsi ayrı acı, hepsi ayrı hikaye” dedi.
“Çocuklarımı verdiniz, artık ağlayabileceğim bir mezarı var” cümlesini kurdurdu ya bu hayat insanoğluna…
Başında ağlayabileceğiniz mezarlarla teselli bulmamak için dayanışma içerisinde meydan okuyalım düzensizliğe…
Çünkü…
O cümle öyle gelişi güzel kurulmuş bir cümle değildir…
O cümle kalbin en derininden ağza gelmiş bir feryattır, isyandır, öfkedir…
O cümle öfkeye bile harcayacak gücü olmayan insanın yakarışıdır.
O cümle acıyı soluklarında yaşamış bir insanın çığlığıdır.
O isimsiz canın tercümanı olalım…
“Çocuklarımı verdiniz, artık ağlayabileceğim bir mezarı var” cümlesini kurdurdunuz ya o isimsiz cana, elinden her şeyi yapan kahramanlara Allah razı olsun, ihmallerden sorumlu olan herkese de yazıklar olsun.” diyelim, şimdilik susalım.
Çünkü sözcükler daha ağırını hak ediyor.