O Kıbrıs gezisinin "vicdana uygun" ve "kamu yararına" olduğuna kendisi inanıyor mu?

CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç, uzunca bir süredir suskunluk içerisindeydi.
Suskunluğunu, geride kalan hafta sonunda bozdu.
Yaptığı yazılı bir açıklama var.
‘’DSP Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova’ya yanıt’’ olarak sunuluyor.
Açıklamada Dilara Tambova’nın ismi kullanılsa da asıl amacın ‘’Dilara Tambova’ya yanıt’’ olduğu söylenemez…
Açıklamanın içeriği okununca anlaşılıyor ki, asıl amaç başka…
‘’Asıl amaç ne’’ mi?
‘’Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs gezisini savunmak’’ demek hiç de öyle olmaz…
Açıklamada, kamuoyunda büyük tepki gören ‘’Kıbrıs gezisi’’ ile ilgili bilgiler veriliyor, gezinin ‘’kamu yararına bir etkinlik’’ olduğu anlatılıyor.
Anlatılmasına anlatılıyor da ‘’inandırıcı’’ olduğu söylenemez…
İtiraz edilecek yanları oldukça fazla…
Atilay Dalgıç tarafından yapılan açıklamada deniliyor ki;
‘’Tepebaşı Belediye Meclisinin Ekim ayı toplantısında, Belediye Meclis Üyeleri ve belediye bürokratlarının KKTC’ne teknik bir ziyaret yapması konusu görüşülerek, CHP, AKP, İYİP ve MHP’li üyelerin oybirliğiyle karar alınmış ve karara ziyarete katılacakların ismi tek tek yazılmıştır. Yani ziyaret, belediyenin en üst organı olan Belediye Meclisinin kararı ile gerçekleşmiştir.’’
Doğrudur.
Kıbrıs gezisi ile ilgili ‘’belediye meclisi kararı’’ vardır.
İyi de Tepebaşı Belediye Meclisi, ‘’belediyenin en üst organı’’ olsa da ‘’yasa yapıcı’’ mıdır?
Belediye meclisinde alınan her karar, ‘’tartışmasız doğru’’ ve ‘’kamu yararına’’ mıdır?
Belediye meçlileri tarafından alınan kararların, yasa ve yönetmeliklere uygun olması gerekmez mi?
Tepebaşı Belediye Meclisi kararı olsa da yapılan bu gezi yasa ve yönetmeliklere uygun mudur?
30 Haziran 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ve halen yürürlükte olan ‘’Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesi’’ var.
Tepebaşı Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Kıbrıs gezisi, bu genelgeye uygun mudur?
Aslında bu sorunun yöneltilmesi gereken bir kurum var.
O da genelgenin uygulanmasını sağlamakla yükümlü olan mülki amir…
Sahi kentin mülki amiri, bu gezi hakkında ne düşünüyor ki?
İşin mülki amir yanını bugünlük bu kadar da bırakalım… En kısa sürede daha ayrıntılı olarak yöneltiriz soruyu…
Atilay Dalgıç’ın açıklamasında ‘’Kıbrıs gezisinin ne kadar yararlı olduğunu göstermek’’ için deniliyor ki;
‘’Yapılan ziyaret tamamen Tepebaşı Belediyesi ile KKTC’deki eşdeğer kurumlar arasında ilişkilerin geliştirilmesi, işbirliğinin artırılması, KKTC’deki kardeş şehir Dikmen Beldesi ile kardeş şehir kapsamındaki çalışmaların planlanması amacıyla yapılmış, ziyaret programı kapsamında KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı da ziyaret edilmiştir.
Tepebaşı Belediye Meclisini takip etmeyen ve alınan kararın detayından bihaber olan Sayın Tambova, sadece basından okuduğuyla ve doğrulatma gereği bile duymadan suçlama yapmıştır. ‘’
Bu satırları okuyunca gülmemek elde değil…
‘’Gayet ciddi’’ olarak yazılmışlar ya biz de ciddi olarak soralım…
‘’Kıbrıs gezisi’’ iki kafile halinde yapıldı.
30 kişiden oluşan ilk kafile ‘’kamu yararına’’ olacak hangi ziyaretlerde bulunmuştur?
Elbette ki otele kapanıp kalmadılar.
Otel dışında nerelere gittikleriyle ilgili ‘’rivayetler muhtelif’’ de gittikleri yerler arasında bir tek resmi kurum yok.
Varsa söylesinler.
Neymiş efendim… ‘’Gezi Tepebaşı Belediyesi ile KKTC’deki eşdeğer kurumlar arasında ilişkilerin geliştirilmesi, işbirliğinin artırılması, KKTC’deki kardeş şehir Dikmen Beldesi ile kardeş şehir kapsamındaki çalışmaların planlanması amacıyla yapılmış’’ imiş…
‘’Haydi canım sen de’’ demek var ya neyse…
Soralım…
‘’KKTC’de Tepebaşı Belediyesi ile eşdeğer olan kurumlar’’ hangileridir ve o kurumlarla nasıl bir işbirliği sağlanacak?
‘’Kardeş’’ denilen Dikmen, 2 Bin 500 nüfusu olan küçük bir kasaba… Tepebaşı Belediyesi ile ‘’eşdeğer’’ olan kurum o kasabanın belediyesi mi yoksa?
Atilay Dalgıç, DSP Genel Başkanı Dilara Tambova’yı ‘’Tepebaşı Belediye Meclisini takip etmemekle’’ suçluyor ya, demek ki kendisi iyi takip ediyor.
Tepebaşı Belediye Meclisi’ni ‘’İyi takip eden’’ Atilay Dalgıç’a soralım…
Tepebaşı ile 2 Bin 500 nüfuslu Dikmen kasabası ne zaman ‘’kardeş şehir’’ oldu?
Bu konuda Tepebaşı Belediye Meclisi tarafından alınmış bir karar var mıdır?
Öyle bir karar varsa ne zaman alınmıştır?
Açıklamada Kıbrıs gezisi, ‘’teknik gezi’’ olarak nitelendiriliyor.
Bu söz karşısında da gülmemek elde değil…
Ancak yine de soralım…
Geziye katılanlar ve son anda katılmaktan vazgeçenler belli…
Toplamı 70’in üzerinde…
Böyle bir ‘’teknik gezi’’ olur mu?
Bir benzeri var mı?
Biz bir benzerini ne duyduk ne de gördük…
Atilay Dalgıç duyup gördüyse bize de söylesin…
Açıklamada dikkat çekici bir bölüm daha var.
Atilay Dalgıç diyor ki;
‘’Yapılan ziyarette, yine her zaman olduğu gibi bütçeye en az yük getirecek şekilde hareket edilmiş ve ziyaretin amacını aşan usulsüz hiçbir harcama yapılmamıştır. Kaldı ki harcamalar zaten yılda iki kez Sayıştay ve İçişleri bakanlığı müfettişleri incelemesine tabi olup gerisi teferruattır. ‘’
Atilay Dalgıç, böylesine kesin konuştuğuna göre Kıbrıs gezisinin maliyeti hakkında ‘’kesin bilgi’’ sahibi olsa gerek…
O ‘’kesin bilgiyi’’ kendisine saklamasa… ‘’ Bütçeye en az yük getirecek’’ dediği maliyeti kamuoyuna da açıklasa…
Açıklasa da o gezi için, ‘’her kuruşunda tüyü bitmedik yetim hakkı’’ olan kamu parasından kaç para harcandığını herkes öğrense…
Bu, herkesten önce Tepebaşı Belediyesi açısından çok iyi olur. Tepebaşı Belediyesi’nin kamu parasını harcama konusunda ne kadar ‘’hassas’’ olduğunu cümle alem öğrenmiş olur.
Atilay Dalgıç’ın açıklamasıyla ilgili olarak söylenecek daha çok şey, yöneltilecek daha çok soru var.
Bugünlük sözü daha fazla uzatmayalım…
Yalnız söylemden geçemeyeceğimiz bazı şeyler var.
Kıbrıs gezisinin kamuoyuna yansımasının üzerinden yaklaşık 15 gün geçti. Aynı şekilde Dilara Tambova’nın açıklamasının üzerinden geçen süre de 10 günden fazla…
Onun için ‘’çok gecikmiş’’ bir açıklama…
Merak ediyoruz….
Atilay Dalgıç, çok gecikmeli olarak yaptığı o açıklamada yazılanlara kendisi gerçekten inanıyor mu?
‘’Her kuruşunda tüyü bitmedik yetim hakkı’’ olan kamu parası ile yapılan o Kıbrıs gezisinin, ‘’Cumhurbaşkanlığı tasarruf genelgesine uygun’’ olduğunu düşünüyor mu?
Daha da önemlisi o geziyi gerçekten ‘’kamu yararına’’ ve ‘’vicdana uygun’’ buluyor mu?
Yanıtları konusunda tahminde bulunmak istemiyoruz…
Şimdi ‘’inanmasa o açıklamayı neden yapsın’’ diyenler olabilir…
Bilemiyoruz artık…
Anımsayanlar olur mu bilmeyiz…
Bir zamanlar büyük izleyiciye sahip Avrupa Yakası dizisi vardı.
O dizideki ‘’Vasfiye Teyze’’ istenmese de yapılan işler için ne diyordu?
‘’Ne yapacannnn… Mecburrrrrrr…’’

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Vedat Alp Arşivi