Bugünle birlikte seçimlere sadece üç gün kaldı.
Yani sandık öncesi son üç gün.
İşte bu üç gün, geride kalan tüm seçim çalışmalarına bedel olacak bir üç gün.
İki aydır, üç aydır belki de daha fazla sürede yapılan çalışmalardan da daha değerli bir üç gün bu...
Çünkü;
Sandığa gidecek olan seçmenin net kararını vereceği süreç bu.
Vatandaşın aklında bulundurduğu adaya 'Tamam kesinlikle oyum buna'
Yada, ikilemde olanların da; "Artık bu isim için karar verdim" diyeceği en değerli zaman dilimi.
Belki de altın değerindeki bu üç gün için en akıllı adımı atan parti AKP oldu.
Her ne kadar Bakan Unakıtan talihsiz bir rahatsızlık yaşasa da, partisini bu dönemde yalnız bırakmadı Eskişehir'de.
Seçime beş kala gelip, sıkı biçimde çalışmaya başladı.
Belki de vatandaş kararını netleştirirken, bakanın bu çalışmaları büyük ekti yapacak.
Ortaya atılan bazı iddiaların fikirlerin netleşmesinde AKP'nin bir başka silahı ise olacağı da açık.
Fakat;
Karşısında da Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç gibi sıkı rakipler olması da AKP'nin belki de rüyalarını kaçırıyor.
Çünkü;
Her iki isimde, tereddüt yaşayan vatandaşın aklında bulunan o tereddütleri kendi lehine çevirmeyi bilecek kadar başarılı siyasetçiler...
Ve tabi ki Hem Büyükerşen'in hem de Ataç'ın kentte oldukça fazla hayran kitlesine sahip olmaları durumu da var.
Anlayacağınız;
Öylesine bir üç gün yaşayacağız ki;
29 Mart'ın adeta kader günleri olacak.
Bu süreçte, DSP'sinden MHP'sine AKP'sinden CHP'sine herkes geceli gündüzlü bir üç gün geçirecek.
Bakalım 30 Mart sabahında ise bunca çalışma kime yaramış olacak?
Bunu öğrenmek için sadece ve sadece üç gün var...