Odunpazarı Belediye Meclisleri ilginç olmaya başladı.
Bunu daha seçim sonrasında yazmıştık.
Meclis tam bir kurt siyasetçiler yuvasına dönmüştü çünkü..
Eskişehir'in yıllardır ağzı iyi laf yapan siyasetçileri hep bu mecliste toplandı.
Bu mecliste kavga gürültü olmaması zaten anormal olurdu...

Tansiyon artık tavana yükseldi Odunpazarı Meclisinde.
TBMM'den hatırladığımız görüntüler ortaya çıkmaya başladı.
Bir tek yumruklaşma kaldı neredeyse.
Geri kalan görüntüler bitamam.
Son cümbüşün ardından, meclis üyeleri biraz yumuşamış gözüktüler.
Çarşamba Pazarı meselesinin tartışıldığı toplantıda tansiyonun normalinde kalması bu yüzden ilginçti.
Herkes söz yetiştirmeye çalısa da;
Ramazan ayının etkileri kendisini iyiden iyiye hissetiyordu, iftar saatine yakın anlarda.
Bu yüzden Pazar meselesi kıvılcım kıvamında kaldı.

Aslında Pazar meselesinin en iyi tartışalacağı yerdi meclis.
Yani konunu çözüm yeri olan meclis.
Çünkü;
Bu Pazar konusunu gerçek çözüm yeri yerine herkes konuştu.
Herkes kendi fikrince birşeyler söyledi.
Kimisi beğendi uygulamaları, kimisi eleştirdi.
Nihayi bir çözüm elbet bulunamadı.
Şimdi geçici olarak Şehir Güngören Bostan Sokak'ta kuruluyor.
Ancak ömrü gerçektende çok kısa.
Çünkü halk çoktan imza toplayıp, bir avukatı pazarın kaldırılması için vekil kıldı bile.

Bu Pazar işinin neden buraya kadar geldiğini Başkan Burhan Sakallı bir kez daha anlattı mecliste.
"Belirlediğimiz yerleri Büyükşehir Belediye Başkanı kabul etseydi, hukukun aradığı nitelikleri de barındıran pazar yerini oluşturacaktık. Ama Büyükerşen'in inadı bunu engelledi" dedi.
Bu sözlere DSP'liler karşı çıktı çıkmasına da, sürekli mevcut pazar yerindeki hukusal eksikliklerden bahsedip durdular.
Bu arada AKP'den Akif Çizmelioğlu, DSP'lilere dönüp;
"İyi güzel söylüyorsunuz da o zaman Büyükşehir Belediyesi bir çözüm bulsun, Başkanı da bir yer göstersinde hep birlikte görelim" diye çıkışıyordu.
İşte o anda DSP grubundan sadece 'madde oylanmıştır, konu kapansın' sözleri yükseliyordu...
Anlayacağınız;
Bu işin daha da kördüğüm halinde kalacağı çok açık.
Ta ki, birileri gerçekten çözüm ve kimsenin mağdur olmayacağı bir yer gösterene kadar.
Bakalım Çizmelioğlu'nun sözlerine birisi yanıt verecek mi?