
Gürcan Banger
Olumlu Düşünmek, Olumlu Yaşamak
Olumlu düşünme, verimliliği yüksek bir mekanizmadır. Yaşamın her alanına uyguladığımızda giderek yükselen verim alırız. Yaşamak adına gösterdiğimiz çabanın ve tükettiğimiz kaynağın daha yüksek verimle geri dönüşü için duygu-düşünce yapımızı düzenli iyileştiren bir ortam ve yordam geliştirmemiz gerekir. Bu nedenle olumlu yaşam, hayallerin ufku belirlediği bir yolda aklı doğru kullanarak ilerlemektir. Oluşturduğumuz ortam çevre şartlarını iyileştirmesi açısından önemlidir. Çünkü pozitif yaşamın oluşmasında dış şartlar duygu-düşünce-inanç yapımızda ciddi etkiler yapar. Buna karşılık olumluluğun kaynağı içimizde, iç dünyamızdadır.
Kişi bedenen olduğu gibi zihnen de dinlenebilmelidir. Adına yaşam dediğimiz bir çölün ıssızlığı, sıcaklığı ve susuzluğu içinde uğraş verdikten sonra zihnen dinlenmek için kendimize bir vaha ararız. Evde, küçük de olsa böyle bir mekân tasarlayarak kendi vahamızı oluşturabiliriz. Çatı arasında bir yer, mutfakta bir köşe ya da arka bahçede bir bank bunu sağlamak için yeterli olabilir. Bu ihtiyaç mobilyalar ve kozmetik eşyalarla donanmış olmayı gerektirmez; önemli olan duygu ve düşünce olarak dinlenmeyi başarabilmektir. Benzeri bir ortam iş ortamı için de öngörebiliriz.
Bir konunun altını çizmek isterim. Pek çoğumuzun evde kişisel bir mekânı vardır. Örneğin buna çalışma odası diyor olabiliriz. Önceleri burada kendimizi rahat ve kolay hissederiz. Fakat bu mekân zaman içinde bakımsızlık, özensizlik ve dağınıklık nedeniyle öyle bir ‘yığınak’ haline gelir ki, burası için belirlediğimiz misyon tersine döner. Zihnen dinlenmek için sığındığımız bu mekândan yorularak ve daha verimsiz hale gelmiş biçimde ayrılırız. Bu nedenle ‘inziva mekânının’ bakım ve temizliğinin yapılması, sakinleştirici ve dinlendirici özelliğinin sürdürülebilir kılınması önemlidir. Bu mekân için harcayacağımız emek aynı zamanda kendimize verdiğimiz değer ve önem ile özsaygının bir göstergesidir.
Yukarıda değindiğim gibi; zihinsel dinlenme için belirlediğimiz mekânın moda dekorasyonla, yeni mobilyalarla ve ileri teknolojik cihazlarla donatılmış olması gerekmez. Yerine getirilmesi gereken şart, mevcut olanın hoşumuz gidiyor olmasıdır. Güzel buluyorsak zihinsel dinlenmemiz ve yenilenmemiz açısından işe yarıyor demektir. Böyle bir ortamda çoğunlukla ihtiyaç duyacağımız birincil kaynak yeterli miktarda doğal ışıktır. Günümüzde yaşadığımız sürekli gerginlik halinin önemli nedenlerinden biri, doğal yaşamdan her an daha fazla uzaklaşmış olmamızdır. Bu nedenle başka türden doğallık imkânları sağlayamasak bile doğal ışığın önemi büyüktür.
“Nasıl bir ortam?” sorusunu cevaplayabilmek için (sadece zihin açıcı örnek olması açısından) bazı öneriler geliştirebiliriz. Eski evlerde tüm odaların kapılarının açıldığı, sofa adını verdiğimiz bir alan vardı. Burada arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan sedir bulunurdu. Zihinsel dinlenme için kullanılan ideal çözümlerden biri kabul edilirdi. Eşdeğer bir mekânda hâlâ büyük yastıklarla desteklenmiş oturma ve dinlenme ihtiyacını tatmin edebiliriz. Evde veya iş yerinde değişik formlarda saksı çiçekleriyle bezenmiş mekânlar zihinsel dinlenme için daima uygundur. Sakinleştirici müziği veya doğal sesleri beğenimize uygun olarak seçebiliriz.
Yukarıda özetlediklerim adeta bir bedensel dinlenme ortamından söz eder gibidir. Ama yerine getireceğimiz asli fonksiyon zihnin dinlenmesi ve yeni enerji toplamasıdır. Bu mekânda günümüzde gerginlik üreteçleri listesinde ilk sırada yer alan telefondan (cep telefonundan), İnternet bağlantısından, televizyondan kısa bir süre için de olsa uzak kalabilmeyi başarmak gerekir. Çöl ortasındaki vahadan, inzivadan geri çıktığımızda bir yandan enerji toplamış, diğer yandan bazı problemler için çözümler üretmiş olacağız. Özel mekânda özel zaman… Fısıldaması bile insana iyi geliyor.