Olumlu İlişkiler Geliştirmek

Anlamları ilişkiler sayesinde yaratırız. Yaşamımızda ne kadar çok ve çeşitli ilişki yer alırsa anlam zenginliği de o denli nitelikli olur. Bağlantıda olduğumuz kişi sayısı arttıkça yaşam bize daha anlamlı görünür. Bunun insan doğası ile yakından ilgisi var. Öğrenirken ‘şeyler’ arasındaki farklılıkları ve aynılıkları kavrayarak ilerliyoruz. Müziği notalar ve sessizlik arasındaki farklılıktan üretiyoruz. Duyularımız ve beynimiz karşılaştırma ve kıyaslama ile iç ve dış dünyamızı tanıyıp biliyor. Daha fazla kıyaslama imkânı bu nedenle daha fazla duygusal – düşünsel enformasyon üretmemize yol açıyor. İlişkilerimizin anlama yaratmaya olan etkisini de böyle okumak gerekiyor.

Olumlu düşünme, aynı zamanda uzak ve yakın yaşam çevremizle etkileşimde pozitif olmak anlamına gelir. Tüm başarılı ilişkiler öncelikle karşılıklı saygı üzerine kurulur. İyi ilişkinin temellerini atarken bu saygıyı karşı tarafa iletebilmek gerekir. Doğru etkileşim, öz olarak karşı tarafı doğru anlamayı sağlayacak olan empati olgusunu da içerir. Dolayısıyla saygı ve empati, her birey için ilişkiyi (ilk bakışta Ben’den O’na doğru görünse bile) iki yönlü etkileşim haline dönüştürür. Soru cevabı, etki tepkiyi kendi içinde taşır.

Olumlu ilişki kurabilmenin adımlarından biri, takdir ve bunu ifade etmektir. Takdirin duygu ve düşünce ayrıntılarıyla ifade edilmesi karşı tarafça bunun etkili kabulünü ve verimli özümsenmesini sağlar. İlişki temelli takdir, ardından kuraklığın geleceği bir sağanak halinde övgülerin yağdırılması değildir. Takdirin geçmişte meydana gelmiş bir başarısızlığa orantılandırılarak yapılması da ilişkiyi olumlu yönde geliştirici etkiler yapmaz. Takdir iletişiminin daima en az bir geliştirme önerisini içermesi kişisel gelişim açısından değerlidir. Bir yazar bunu sandviçe benzetiyor. Övgü ekmeğinin arasına geliştirme veya iyileştirme önerisi koymamızı tavsiye ediyor. Hiç kuşkusuz; ilişkiyi besleyen iletişim sadece sözcüklerden ibaret değil; beden dilinin de süreci desteklemesi gerekiyor.

Bir ilişkide negatif bir durum ya da olay gerçekleştiğinde eleştirinin acımasız çarkları işlemeye başlayabilir. Çoğu zaman bu bağlamdaki duygu ve düşünceler, –türü ne olursa olsun– ilişkinin geleceğini tehlikeye atacaktır. Ani eleştiri krizlerini önlemek için basit bir teknik önerebilirim. Negatif duyguların bizi bir eleştiri saldırısına yönlendirmesi durumundan sıyrılarak söz konusu olumsuzlukla ilgili duygu ve düşüncelerimizi yazmayı deneyebiliriz. Karşı tarafa asla göndermeyeceğimiz bir mektup yazarak ya da o kişiyle aramızda hayali bir konuşma hayal ederek içinde olduğumu duygu-düşünce durumunu analiz etme fırsatı yaratabiliriz.

Böyle bir mektup yazmak veya hayali konuşma kurgulamak, karşı tarafa negatif algıladığımız olayla ilgili geri bildirimde bulunma ihtiyacı oluşturmaya devam ederse karşılıklı bir görüşme yapmak uygun olur. Böyle bir görüşme bizim ve karşımızdaki kişinin sosyal konumuna da bağlı olarak olaydaki olumlu olan eylemler veya doğru tercihler ile başlar. Bu pozitif iletişimin gereğidir; ayrıca güven vererek tepki kalkanlarını da indirmeye yardımcı olur. Görüşmenin devamındaki düzeltme ve iyileştirme önerilerini de (negatif içerikli suçlamalar yerine) pozitif bir iletişim tarzı, dili ve içeriği ile yapmak uygundur. Konuşmanın etkisini, karşımızdaki kişinin önerilerimizi başarabilecek beceri, güç ve enerjiye sahip olduğunu belirterek pekiştirebiliriz.

Kimi durumda eleştirilen biz olabiliriz. Böyle bir durumda eleştiricinin görüşlerini iletmesine ve ilettiğini hissetmesine sabırla imkân tanımak gerekir. Doğru bulduğumuz eleştirileri benimsemeye hazır olup, katılmadığımız konularda ise daha önce başarılı olduğumuz durumları hatırlatarak bir denge yaratabiliriz. Diğer yandan bu görüşmede aldığımız eleştiriler daha önce başkalarından aldıklarımız ile benzeşiyorsa iyileştirme konusundaki önerileri sorabiliriz. Böyle bir yaklaşım, ilişkiyi olumlu yönde geliştirme etkisi yapacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi