Şaka değil, 20 yılı aşmıştır...
Mesleğe başladığımızın ilk yıllarıydı.
Tanıştığımız isimlerden birisiydi Ahmet Ataç.
Eskişehir'de o dönemin en faal odalardan biri olan, Diş hekimleri Odası'nın başkanlığını yürütüyordu.
Oldukça geniş katılımlı bir Diş hekimleri Balosu'na davet edilmiştik.
Haber yapmak için gittik.
Gecenin konuğu, aynı zamanda Özel kabinesinin önemli isimlerinden olan Devlet bakanı Ercüment Konukman idi...
Aynı zamanda Diş Hekimi olan Profesör Konumkan, Ataç'ın Eskişehir'e davetini kırmamış, geceye katılmıştı.
Yaptığı konuşmayı oldukça kısa tutmuş, konuşmasının sonunda da salondaki Eskişehirlilere seslenerek;
-"Şimdi siz bu Oda Başkanınızı dikkatle izleyin. Son derece sempatik ve girişimcilik yönü bir hayli kuvvetli bir arkadaşınız bu. Ben kendisiyle tanışmaktan büyük zevk aldım. Şuna da inanın ki, bu arkadaşınızın özellikle de siyasette geleceği pek çok nokta var. Bunu şimdiden görebilmek de benim için marifet değil" demişti.
Daha dün gibi hatırlıyoruz.
Halbuki rahmetli Bakan'ın o zaman bunları söylediğinde, Ataç'ın siyaset ile aktif bir teması da yoktu.
Ancak süreç, Ercüment Konukman'ı haklı çıkarttı.
Ahmet Ataç, yıllar sonra Tepebaşı belediye Başkanı seçildi.
Bir dönem aradan sonra, aynı göreve yeniden seçilme başarısını gösterdi.
Eskişehir belki hemen her konuda zengin ama...
Siyasetçi yetiştirme konusunda oldukça fakir.
Yetişenler de, tıpkı Ataç örneğinde olduğu gibi, yıllar öncesinden fark edilebiliyor.
Tüm bu yazdıklarımızdan sonra;
-"Her şeyi anladık da, madem iyi siyasetçi, niçin daha iyi yerlerde değil?" diye bir soru gelebilir.
Hemen yanıtlayalım...
Onun da şanssızlığı, Büyükerşen'in gölgesi olmalı...
Zaten kendisi de bu gölgeyi sorun yapmıyor olsa gerek...