Seda Kağıtcı

Seda Kağıtcı

Oynatmaya az kaldı…

Ruh halim bozuk bu günlerde, evdeyim bayramdan beri ve karmakarışık bir haldeyim. Kendimi yeni çıkan şarkılara verdim. Adeta sevdiği kız başkasına varan Ali Cabbar’la yatıp, Ali Cabbar’la kalkıyorum. Şarkı öyle bir dilime dolandı ki günlerdir, gece uykumdan uyandığımda bile kendimi depresif bir şekilde onu mırıldanırken buluyorum. Bir de nasıl içli, nasıl içli ilk dinlediğimde çok duygulandım epey bir ağladım. Sevdiği kız başkasına varıyor, babası akşama düğün var gırnatanı al gel oğlum diyor. Ali Cabbar ne yapsın, neye yansın yazık, kolay mı dayanamıyor. Sevdiği kız el oğluyla oynuyor, Ali Cabbar eli mecbur onlara gırnata çalıp eğlendiriyor. Of of… Bu nasıl bir sınav?

Sonra bir kaç günde Tiktok’a sardım. Can sıkıntısından evde boş boş video izlerken orda da Sebo’nun Baby Shark Tallava’sına denk geldim. Hadi burdan yak… Oda diğerinin tam tersi olmasın mı? Dinlerken kendimi tutamıyor rahmetli Kemal Sunal gibi omuzlarımı titretip attıra attıra oturduğum yerde kıvırtıp duruyorum.

Bir süre geçiyor, akşama doğru içime biraz hüzün çöküyor, sonra Tan’ın Herhalde’sini söylemeye başlıyorum. Söylerken dalıp eskilere gidiyorum. Diyorum ya çok değişken durumlar yaşıyorum bir gün içinde. Kendimi sanki mevsimler gibi hissediyorum. Arkadaşlar ben galiba iyi değilim, sanırım bi tatile ihtiyacım var. Fazla düşünmekten kafayı yicem sanıyorum.

İşte bende durum bu. Gönül tatile gitmek istiyor ama tatil fiyatları el yakıyor, bu sene ne mümkün… Hayaller Maldivler, hadi onu da geçtim insaflı olayım biraz hayaller Altınoluk ama hayatlar bizim balkon. Birkaç gündür annemle soğuk sularımızı, kahvemizi, çikolatamızı, meyve sularımızı alıp, radyomuzu da açıp arada balkona çıkıp ayaklarımızı uzatıp biraz güneşleniyoruz. Daha doğrusu ayak bileklerimiz ve birazda bacaklarımız güneş alıyor. Maksat muhabbet olsun, tabi birazda d vitamini… Belki yarında leğene soğuk su koyar ayaklarımızı çırparız içinde. Vatandaş olarak bu müstehak ya bize. Bunu istedik ya biz!..

Hadi beni bir yana bırakırsak son günlerde gündem de epey bir karışık ve hızlı. Üzerimizde şimşekler çaktı, ekonomi allak pullak. Artan kdv oranları, herşeye zam üstüne zam. Yükselen ev fiyatları, iyice artan kiralar, fahiş fiyata satılan temizlik ve kişisel hijyen ürünleri, sebze meyvenin zaten yanına yaklaşılmıyor. Siyaset bir yandan karışık. Önümüzde kısa bir süre sonra yerel seçimler var. Orda da tansiyon bir hayli yüksek. Gidişat pek iyi değil yani anlayacağınız. Toptan delirmemiz işten bile değil. Allah yardımcımız olsun. Başımızdakilere de akıl fikir ve vicdan versin. Versin ki biz vatandaşlara biraz merhametli olsunlar. Takdir ederler ki biz onlar kadar zengin değiliz.

Hatırlayanlarınız var mı bilmem ama yıllar önce benim çocukluğumda Fatih Erkoç’un bir şarkısı vardı. Şimdi birden o geldi aklıma nedense. Halk olarak durumumuza da çok uygun diye düşündüm ve sizinle de paylaşmak istedim.

“Kokladığım çiçekler çoktan ölmüşler, beklenen kara tren gelmiyor artık. Aldatılmış duygular isyan ediyor. Gözümdeyse bir bakış tam tımarhanelik. Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde?”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Seda Kağıtcı Arşivi