
Vedat Alp
Pazaryeri ile ilgili güzel haber asılsız mı çıktı?
Kurtuluş Pazarı’nın önemi tartışılmaz…
Bir zamanlar neredeyse tüm Eskişehir’in akın ettiği bir pazardı.
O dönemler çok gerilerde kaldı.
Açık Pazar kaldırıldı, yerine kapalı pazaryeri yapıldı.
Yapılması da pek kolay olmadı.
Pazarcı esnafı da mahalle sakinleri de büyük sıkıntı çektiler.
Kapalı pazaryeri sonradan tadilata alındı.
Aynı sıkıntılar yeniden ve daha büyük boyutta yaşandı.
Tadilat bitse de pazarcı esnafı pek rahata ermedi.
Ancak ‘’buna da şükür’’ dediler.
2-3 yıl kadar önce yeniden yıkıldı.
Pazar tezgahları daracık sokaklara taşındı yeniden…
‘’Çabuk yapılır’’ diye beklediler.
Ne yazık ki bekleyişleri boşuna oldu.
Pazar yeri ile ilgili ‘’mülkiyet sorunu’’ ortaya çıktı.
‘’Aşılamaz bir sorun’’ değil…
Gel gör ki bir türlü aşılamadı.
‘’Neden’’ mi?
Kısaca ‘’İnatlaşma’’ dense olur.
Pazaryeri alanı öylece duruyor.
Büyük sorun da varlığını koruyor.
Tezgahların kurulduğu sokaklarda oturan vatandaşlar perişan…
Her pazar kuruluşunda ‘’mahsur kalıyorlar’’ dense yeridir.
Pazarcı esnafının durumu da farklı değil…
Tezgahları kurmak ayrı bir dert, toplamak başka bir dert…
Zorunlu ihtiyaçlarını karşılama olanakları da yok.
Kara kış bastırdı, pazarcıların derdi iyice büyüdü.
Sabahın ilk saatlerinde açtıkları tezgahlarda donuyorlar.
Teneke kutular içinde yaktıkları ateşle ısınmaya çalışıyorlar… Ancak yalnızca ellerini ısıtabiliyorlar.
Kendi sağlıkları tehlikede…
Ancak bunu fazla düşündükleri yok.
Asıl düşünmeleri gereken başka bir şey var.
Pazara getirdikleri mallar…
Sebze ve meyveler donacak diye som derece endişeliler.
Korktukları başlarına da geliyor.
Sebze ve meyveler donuyor.
O zaman oluşan zarar çok büyük…
Onca sıkıntı çektikleri yetmezmiş gibi bir de büyük zarara uğruyorlar.
Söylenecek daha çok şey var.
Ancak sözü daha fazla uzatmaya gerek yok.
Uzun sözün kısası, Kurtuluş Pazarı pazarcılar için ‘’çilehane’’ gibi bir şey.
Aslında geçtiğimiz haftalarda pazaryeri ile ilgili ‘’güzel bir haber’’ geldi.
‘’Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesi arasında uzlaşma sağlandı’’ denildi.
Uzlaşmayı sağlayanlara teşekkürler de edildi.
Haberi veren resmi olmayan kaynaklar.
Taraflar tarafından yapılmış bir açıklama yok.
Açıklama olmadığı gibi haberi doğrulaya bir adım da yok.
Öylece duruyor.
‘’Protokol imzalanacak’’ denilmişti.
İmzalanıp imzalanmadığını bilemiyoruz…
Ancak imzalanmış olsa gizli kalmazdı.
Suskunluk ve hareketsizlik karşısında kuşkulanmamak elde değil…
Acaba ‘’güzel haber’’ doğru değil miydi?
Bilemiyoruz…
Taraflar resmi bir açıklama yapsalar iyi olacak…