Salgın Günlerinde Endişe İle Savaşmak

 

Covid-19 salgını, yaşamımız boyunca zihinsel ve duygusal olarak en çok etkilendiğimiz dönemlerden biri oldu. Hasta olma, yaşamı yitirme kaygıları büyüdü, korkuya dönüştü. Geçim sıkıntısı ve yaşamı sürdürme zorlukları hastalık riskinin üzerine eklendi. Hasta olmamak için önlemli olma takıntısı, ruhsal durumumuzu etkilemeye devam ediyor. Bir yandan akıllı davranmaya çalışıyoruz, diğer yandan kuşku, endişe ve korku adeta karabasan gibi yaşamımızı yönlendiriyor. Bu dönemin en önemli özelliklerinden biri, endişenin çeşitlenip derinleşiyor olması…


Bazı sözcükler vardır; tam anlamından emin olamadığımız için yerine başka sözcükler kullanırız. Örneğin endişe yerine üzüntü, kaygı, kuruntu, vesvese, korku veya düşünce sözcüklerini kullandığımız sık olur. Sıra sözcüğü gerçek anlamıyla tanımlamaya geldiğinde zorlanırız.


Endişe de böyle bir sözcük... Bir sözlükte bulunabilecek tanımıyla endişe, müstakbel bir tehlike veya zor durum karşısında insanın içinde duyduğu gizli, acı veren, belli belirsiz güvensizlik duygusudur. Tanımdan da anlaşıldığı gibi endişe, insani bir duygudur fakat nabız değişikliği, tende renk değişimi, ağız kuruluğu, kalp ağrısı gibi fiziksel yansıları da olur. Endişenin denetlenmeyerek ileri aşamalara ulaşması kronik hale gelmesini sağlayarak uykusuzluk, düzensiz beslenme, alerji ve yüksek tansiyon gibi sonuçlar vermesine neden olabilir.


Endişe, azı karar çoğu zarar denen türde bir duygudur. Tehlikeleri ve olağandışı durumlara karşı hazırlıklı olmayı sağlayan iyi bir yanı vardır. Bu nedenle bizi beklenmeyen zor olaylara karşı donanımlı tutar. Ama endişenin bir kişilik özelliği halini alması, yaşamımızda süreklilik kazanması yıpratıcı olumsuz etkiler yapar; normal yaşamımızı engeller, acı duymamıza neden olur. Bu durumda endişe onu yenmek için savaşmamız gereken bir durum olarak karşımıza çıkar.


Endişeyi denetlemenin ilk adımı öncelikle kendinizde endişe gerçeğini tespit ve kabul etmektir. Endişelenen yapınızı kabul etmemeniz, onun derinleşip yoğunlaşmasına ve sizi daha fazla etkilemesine neden olacaktır. Pek çok konuda olduğu gibi endişe ile savaşımın ilk adımı da insanın kendisiyle yüzleşebilmesidir. Hiç kuşkusuz, bunu deneyimlerken olumlu bir bakış açısına sahip olmak vazgeçilmezdir.


Giysilerimizin düzgün olup olmadığını anlamak veya saçımızın taralı olup olmadığını görebilmek için bir aynadan yararlanırız. İnsanın aynası ise iyi bir arkadaştır. Endişe ile mücadelede ikinci adım, bu duygunuzu sabırlı, duyarlı ve sizi gerçekten anlamak isteyen içten bir arkadaşla paylaşmaktır. Onun olaya bakış açısı, muhtemelen sizin fark etmediğiniz noktaları görmenizi sağlayacaktır. Farklı bir bakış açısı her zaman olumlu katkılar yapar. Birlikte doğru bir çözüm bulma olasılığınız da hayli yüksektir. Tabii ki gerekli sonuçları elde edebilmek için bu iletişimde sizin de içten ve açık olmanız gerekir.


Araştırmacı bir kişilik yapısı genellikle çözümlere daha kolay ulaşılmasını sağlar. Amerika’yı kendi başınıza yeniden keşfetmeye çalışmanın hiç gereği yoktur. Gerçekten endişe ile mücadele etmede başarılı olmuş pek çok teknik bilinmektedir. Bunların her duruma yüzde yüz uygun olduğunu iddia edememekle birlikte arasında her birimizin ilgisini çekecek yaklaşımlar olabilir.


Örneğin ihtiyaç duyduğumda kendi kendime uygulamaya çalıştığım birkaç teknik var. Çoğu zaman beni endişelendiren durumla ilgili olarak kendimle pozitif bir iç konuşma çok işe yarar. Çoğu zaman olumlu güdüleme sağlar. Şöyle derin bir nefes alıp olumsuz düşünceleri aklımızdan silivermenin güzel etkisini hepimiz biliriz. Bizi gevşetecek, olumsuz yoğunlaşmamızı dağıtacak beden hareketleri, hafif nitelikte güldürü dergisi türünde okumalar, neşeli ve eğlenceli bir arkadaşı ziyaret veya onunla telefon ya da İnternet görüşmesi her zaman yararlı teknikler olabilir.


Covid-19 salgını nedeniyle ortaya çıkan pek çok olumsuzluk var. Ekonomik faaliyetler daraldı. Çalışma ve geçim sıkıntıları arttı. Eğitim-öğretim süreçleri büyük oranda kesintiye uğradı. Hızlı yayılan hastalık pek çok insanın sağlık ve can kaybına uğramasına neden olurken ekonomik ve sosyal aktiviteleri engelledi. Muhtemelen en önemli etkilerden biri, toplum olarak zihin sağlığımızın olumsuz yönden tahribe uğraması oldu. Korkular, kuşkular ve endişeler yaşamımızın baskın unsurları haline geldi. Bu da zihinsel olarak sağlıklı düşünmeye ve davranmayı zorlaştırıyor.


Endişe ile mücadelede en önemli unsur, onu yenmenin gereğine kendimizi ikna etmektir. Endişelenerek endişeyle savaşılamaz. Bugünün zor şartlarında iyi olmaya ihtiyacımız var.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi