Geçtiğimiz günlerde Şener Yılmaz'ın Sakarya'daki yazısını okuduğumuzda tüylerimizin diken diken oluşuna şahit olmuştuk...
Üstad öylesine bir yazı kaleme almış ki, etkilenmemek daha doğrusu endişelerin en büyüğünü yaşamamak elde değil.
Hele hele, çağdaş, medeni, uygar ve eğitim düzeyi en yüksek bir kent yaratılması için gece gündüz yapılan çalışmalardan sonra, Şener Yılmaz'ın kaleme aldığı o rüya gerçekten de çok etkiledi bizleri...
Eskişehir'in 29 Mart'ta öldüğünü ve cenaze törenini görüyor Yılmaz rüyasında...
Ve törenin ardından yaşanan gelişmeleri anımsamaya çalışıyor.
Şöyle diyor özetle;
"...Cenazeyi defnettik... Süreci izlemeye başladım.
Büyükşehir Belediye Meclisi toplanıyor. Heykeller kaldırılsın isteniyor. AKP'li üyelerin elleri kalkıyor, önerge kabul ediliyor. Bir gecede tüm heykeller sökülüp atılıyor...
Önergeler ve kararlar birbirini takip ediyor.
Tramvay fuzulidir denilerek, hatların üzerine asfalt dökülüyor, otobüsler konuluyor. Hizmete verilemeyen hastane ve Odunpazarı Evleri, kitabına uydurulup cemaat ve tarikatlara öğrenci yurdu olarak veriliyor. Tiyatro ve Operalar kapatılıyor. İçkili mekanların kapılarına bir bahane ile kilit vuruluyor. Eskişehir kararıyor..."
Ne diyelim;
Bırakın hayata geçmesini rüyası yada düşüncesi bile çok büyük kabus...