Temel, İngiliz ve Fransız cezaevine düşmüşler...
Bu üçlüyü iyi hallerinden dolayı salmak istemişler. Fakat onları serbest bırakabilmeleri için bir sınavdan geçirmeleri gerekiyormuş...
Sınavsa şöyle; "boş bir odada sadece bir çuval, içeri girip iyi bir taklit yapmak..."
Önce İngiliz girmiş bakmış bir çuval hemen içine girmiş...
Bir süre sonra içeriye izmandut gibi olan ve ellerinde sopalarla iki gardiyan girmiş...
Çuvalın yanına gidip dürtmüşler...
İngiliz "hav hav" demiş...
Tamam, bu köpek taklidi yaptı gayette güzel yaptı, bunu salalım demişler ve salmışlar.
Daha sonra Fransız girmiş bakmış boş bir çuval, dalmış içine...
İki gardiyan yine gelmiş dürtmüşler çuvalı.. Fransız "miyavvv miyavvv"
Tamam, buda kedi taklidi yaptı bunu da salalım demişler ve salmışlar. Sıra Temel'de... Temel'de girmiş odaya bakmış çuval, hemen girmiş çuvala...
Gardiyanlar gelmiş, dürtmüşler çuvalı ama ses seda yok!
Biraz daha hızlı dürtmeye başlamışlar yine ses yok. Tekmelemeye başlamışlar ses yok!
Çuvalı kaldırıp yerden yere vurmaya başlamışlar hala ses yok.
Artık çuvaldan kanlar çıkmaya başlamış.
Ve gardiyanlar merak etmeye başlamışlar, ne oldu bu adama diye!
Çuvalı bırakmışlar ve ağzını açmışlar
Temel kafasını kaldırmış şöyle bir bakmış...
"Patates ula patates"!
Temel fıkrası işte...
Güldürüyor ama zaman zamanda düşündürüyor.
Sessiz sedasız bir taklit denemiş Temel!
Patates taklidide ancak bu kadar olabilirdi. Bugünkü konumuzda fıkradan anlaşılacağı üzere taklitçilik...
Bu konunun, Tepebaşı Belediye Başkanının geçtiğimiz günlerde yayımlanan röportajından aklımıza geldiğini, hemen düşüneceksiniz.
Evet, konu o röportajdaki, Sarıoğlu'nun söylediklerinden geldi aklımıza. Sarıoğlu, pek çok konuda taklit edildiklerini söylemiş. Taklitçilikle suçladığı yer belli.
Bu kurumun adını buradan tekrar belirtmeye gerek yok.
Taklidin her türlüsü vardır, ancak Temel'in ki gibi sessiz sedasız olanı çok nadirdir...
Mesela; Tarihi evler yenilemesi olabilir.
Ya da bina dış cephe iyileştirmesi bile olabilir!
Başka başka...
Aklımıza bir eğitim merkezinin! Bozularak taklitçi bir çalışma yapmayı istemekte geliyor.
Başka? Kadınlara yönelik projeler.
X belediye çalışıyor tabelaları!
Amatör kulüplere yardımlar!
Kanal temizliklerine ne dersiniz?
Vs... Daha çok var.
Taklit edilebilir çalışmalardır tüm bunlar!
Sarıoğlu'nun 'taklit ediliyoruz' dediği çalışmalarda yukarıda bahsi geçenlerden bazıları olabilir.
Çünkü Tepebaşı'nın taklit edilecek herhangi bir projesi aklımıza geliyor.
Yoksa birileri yeni hizmet binası yapıyor da, bizim mi haberimiz yok!
Bu yüzden Tepebaşı'nın taklitçiliği de sessiz sedasız olmuş galiba;
Tıpkı Temel fıkrası gibi!
