2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)

SİYASETE ATILMAK İSTEYEN GENÇLER OKUSUN!

 


 


Siyaset Ankara’dan yönetilmeye başladıkça, yerel unsurlara verilen değer her geçen gün düştü.


“Genel Başkan ne derse o olur” siyaset tarzı benimsendikçe;


Siyaset yerelde değil, Ankara’da yapılır oldu.


Kendi şehrinde siyaset yapanlar, bu yolda vaktini, nakdini harcayanlar geri plana itilirken;


Ankara’da tanıdığı çok olan ancak seçim bölgesi ile hiçbir ilgisi olmayanlar görev alır hale geldi.


+++


Bugünkü siyaset tarzı belli ki, merkeziyetçi yapıyı daha da sağlamlaştıracak.


“Ankara’ya kapağı atarsam, işim olur” diyen herkes, kendisini şehrinden soyutlayıp, siyaseti genel merkez binalarında yapmaya başlayacak.


Ki zaten öylesine günleri de yaşıyoruz.


Partilerin genel merkezlerinde kendilerine yakın birisini ayarlayan herkes, aktif siyaset için bugün son derece iddialı bir duruma geliyor.


Maalesef ki;


“Şehrimizin, beldemizin, mahallemizin şöyle sorunları var, çözüm önerimiz de bunlar” diyerek Ankara’nın yolunu tutanları kimse dikkate bile almıyor.


Partinin şehirde yaşadığı sorunları bir bir dosyalayıp, parti binasına gidenlerin yüzüne bile bakılmıyor.


Hazırlanan dosyalar, giden kişi ayrıldığı andan itibaren buruşturulup atılıyor.


çünkü;


Genel merkezde siyaset yaparlar biliyor ki;


Kimlerin siyaset yapacağına, kimlerin aday olacağına önce kendileri, ardından da genel başkanları karar verecek.


O yüzden…


Kendi şehrinde tanınmış, çevresine kendisini sevdirmiş;


Parti tabanından teveccüh görmüş;


Göreve geldiğinde tüm siyaset hayatını şehri için harcayacak tek bir kişi bile değer görmüyor artık.


Böyle olunca da şehirlerin kıymetli insanları bir bir kenara çekiliyor.


Siyaset meydanı, arkasında bir gücü olan, eşi, dostu, tanıdığı olan kişilere kalıyor.


Eee, böylesine isimler de milletvekili olunca ortaya garip görüntüler çıkıyor.


Ankara’dan vakit bulup seçim bölgesine gelen o vekiller, temsil ettikleri şehre turistik gezi yapmaktan öteye geçemiyor.


Hatta o gezileri bir bir fotoğraflayıp “Bakın ne buldum, neyi keşfettim, aslında bu şehrin amma da cevherleri varmış” tarzından paylaşımlar yapıyor.


Ardından da biriktirdiği hatıraları ile yeniden Ankara’ya geri dönüyor…


çünkü siyasi hayatın sonraki dönem için kaderi, seçim bölgesi olan kentte değil, Ankara’daki kulislerde belirleniyor.


Ankara’da işini halledeni, torpilini bulanı, listelere gireni de biz vatandaşlar olarak güzelce seçmek kalıyor.


Yeni siyaset tarzı işte böyle bir şey!


 


 


 


ESKİŞEHİR KAHRAMANINI ARIYOR


 


5 Gün sonra genel kurul var.


6 Ekim’de yapılması elzem duran bir kongre kapıya dayandı.


Elzem ki, Eskişehirspor’un fazladan değil bir haftaya bir saat bile beklemeye tahammülü yok.


İşler rayından çıkmış durumda.


Her gün bir oyuncunun alacağı kapıya dayanıyor.


Fifa’daki dosyalar ardı ardına yığılıyor.


Herkes eline bir ceza dosyası almış, yeni puanlar sildirmek için pusada.


Bırakın puan silme cezasını;


Pinto’nun avukatının çantasında küme düşürme cezası bile var.


+++


Denizin bittiği yerdeyiz.


Gemi karaya oturmak üzere.


Takımı yeniden suya çekecek birisi çıkar mı?


çok zor…


Dipsiz kuyuya taş atacak birisini arıyoruz şu anda.


çeşitli isimler dolaşıyor olsa da, şapkadan tavşan çıkaracak bir isim olmalı.


Eğer böylesine bir isim çıkarda, taşın altına elin koyarsa kesinlikle şehrin kahramanı olur.


Belki takım ligden düşer, belki yeni cezalar gelir…


Ama böylesine bir ortamda sorumluluk almak bile kahramanlıkla eşit değerdedir.


Bakalım böylesine bir kahraman çıkacak mı?


Tabiki “adım dolaşsın, reklamım olsun” diyen kişiler hariç…


 


 


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY) Arşivi