MHP'nin yönetimlerini gençleştirme çalışmalarından söz ederken,
'Acaba siyaseti gençler mi, yoksa üst yaş grubundakiler mi yapmalı' sorusu yine aklımıza takıldı.
Aslında bu sürekli tartışıla gelen bir durum.
Yıllarca partilerde üst görevlerde bulananlar,
Yıllarca koltukları, makamları meşgul edenler eleştirilir durur.
'Artık gitsinler de yerlerine yeni beyinler gelsin' denilir.
Fakat; söylenir söylenmesine de;
Hiçbir zaman bununla ilgili tek bir adım dahi atılmaz, atılamaz...
***
Bu sıkıntı sadece genel merkez boyutunda mı?
Şöyle kentteki partilere göz atın.
Bunun sadece genel merkezle sınırlı kalmadığını rahatlıkla görürsünüz.
Partileri tek tek dolaşın...
Parti yönetimlerinde ununu elemiş, eleğini asmış kişilere rastlarsınız.
Yada parti binasını gelinip gidilen bir lokal gibi görenlerle karşılaşırsınız.
Koltuğunun altına gazetesini gelip, çay içilip zaman geçirilen yer sananları da tanırsınız.
Bunun yanı sıra, 'artık gitmeli' denilen kişilerin inatla ve ısrarla partilerde yöneticilik yapmaya devam ettiklerine şahit olursunuz.
Demek ki;
Tabanda böyle bir sorun varken;
Ülke siyasetinin genç üretebilen, yön veren, yönetebilen kişilerce yapılmasını isteyemezsiniz.
'Siyaset gençlere bırakılamayacak kadar basit bir şey değildir' savunması ile de sürekli burun buruna gelmek durumunda kalırsınız.
Hal böyle olunca da;
Bugünkü tablonun da ortaya çıkmasına engel olamazsınız.
Yani;
Alternatifsiz partiler ile oy pusulasına bile girmesinin lüzumsuz görüldüğü partilerle baş başa kalırsınız...