Yeşiltepe geçtiğimiz günlerde içimizi yakan bir olaya sahne oldu.
Her sene mutlaka bir kişi kurban gidiyor şu kanallara.
Kentin her tarafın kanallarla örülü.
Gelin görün ki;
Kanallarda olmadan olmuyor...
Arazilere su bu kanallardan gidiyor.
Bu yüzden de;
Kanallar olmazsa olmaz.
Fakat bu demek değildir ki,
Kanallar için önlem alınmasın, birileri bir şey yapmasın.
***
Yaşanan acı olayın ardından Tepebaşı Belediyesi'nden açıklama geldi.
'Sorumlusu biz değiliz' dedi Başkan Sarıoğlu...
Arkasından 'tüm sorumluluk Sulama Birliği'nin' dedi.
Sulama Birliği'de dün açıklama yaptı.
'Sorumluluk DSİ'de' dedi.
Bakalım yarın DSİ ne diyecek?
Sorumluluğu kime atacak?
***
Maalesef ki bizim ülkemiz yada şehrimiz böyledir.
Her doğruyu sahiplenen çok olurda,
Yanlışlar karşısında kimseyi bulamazsınız.
Bu konuda da mutlaka suçu herkes birbirine atacak.
Tıpkı şu Karapazar köyünün taş ocağındaki gibi.
O kurum, başka kurumu, o da başkasını suçladı durdu.
Bu konunun da böyle olmaması düşünülemez.
Ve hatta;
Yarın yaşanacak bir başka olayda yine aynısı...
Galiba;
Bir sorumlular kentinden çok, sorumsuzluklar kentiyiz.
'Ben sorumlu değilim, sen sorumlusun'
'Ben değilim, asıl sorumlu o'
'Bende değilim, sorumlu şudur'
Anlayacağınız;
Giden gittiği ile kalıyor.
Birisi de çıkıp;
"Sorumluluk benim değil ama yine de bu çareye ben çözüm bulayım" demiyor.