Sağlıkta ciddi sorunlar var.

Varlıklarını yakıcı bir şekilde hissettiriyorlar.

‘’Çözüm’’ olarak sunulan bazı uygulamalar var.

Ancak sorunlara çözüm olamıyorlar. Tam aksine var olanların üzerine yeni sorunlar ekliyorlar.

Kısacası yanlış üzerine yanlış ekleniyor.

Üst üste eklenen yanlışların yarattığı tablo ortada…

Bozuk sistemde ‘’Yenidoğan çetesi’’ diye bir çete oluşabiliyor. Daha fazla kazanç uğruna yeni doğmuş bebekler öldürülebiliyor.

Daha fazla kazanç için yaşlılara yapılmadık bırakılmıyor.

Ve benzeri akıl almaz olaylar.

‘’İnsan sağlığının ticari bir meta’’ haline dönüştürüldüğünü gösteren olaylar saymakla bitirilemeyecek kadar çok.

‘’Sorun’’ tanımlaması hafif kalır.

Sağlık sistemi artık ‘’skandallar sistemi’’ haline dönüşmüş durumda…

Böylesi bir sistemde görev yapan sağlık çalışanları ‘’huzurlu’’ olabilir mi?

Elbette ki olamaz…

Karşılaştıkları büyük sorunlar var.

Ağır çalışma koşullarından haksız uygulamalara kadar saymakla bitirilemeyecek kadar çoklar.

En önemlisi de kuşkusuz şiddet…

Sağlık çalışanları şiddete maruz kalıyorlar.

Dövülmenin ötesinde yaşamını kaybedenler oluyor.

Can güvenlikleri tehlikede…

Yapılması gerekenler belli…

Belli olmasına belli de yapan yok.

Gereken yapılmadığı için de şiddet olayları azalmadığı gibi daha da çoğalıyor.

Hastaneler gibi Aile Sağlığı Merkezlerinde de ciddi sorunlar var.

Aile hekimleri zor durumda…

Sorunlarını sürekli dile getiriyorlar.

Aylardır ‘’vergide adalet istiyoruz’’ diyorlar.

Ne yazık ki, ne yapsalar boşuna…

Feryatları duyulmuyor. Daha doğrusu da duymazdan geliniyor.

Sağlık sisteminin başında bulunanların, aile hekimlerinin sorunlarına çözüm bulma gibi bir niyetleri yok.

Sorunları çözmeye çalışmak yerine yeni sorunlar yaratıyorlar.

Kasım ayı başında uygulamaya koydukları bir yönetmelik var.

‘’Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’’ olarak adlandırılıyor.

Kimler tarafından nasıl hazırlandığını bilemiyoruz.

Ancak, hekimlerin temsilcisi olan örgütlenmelere danışılmadan hazırlandığı kesin…

‘’İyi ve yararlı’’ diye yok.

‘’Halkın sağlığını, hekimlerin ve sağlık çalışanlarının özlük haklarını ve çalışma koşullarını iyileştirmek bir yana, yaşanmakta olan sorunları daha da derinleştirecek, onur kırıcı, değersizleştirici, kabul edilemez bir yönetmelik’’ olarak görülüyor.

Tepkiler yükseliyor.

İş bırakma eylemi başlatıldı.

İlk gününde yoğun katılımlı bir yürüyüş de gerçekleştirildi.

Yürüyüşte Eskişehir-Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Nazan Aksaray, Sağlık Bakanına bir seslenişte bulundu.

“Hatanızdan hemen dönün!

Kabul edilemez bu yönetmeliği hemen geri çekin!

Sorunlara yeni sorunlar katmayın!

Şiddete son vermeniz gerekirken, şiddet yaratan ortamı beslemeyin!

Hekimlere, sağlık çalışanlarına değer vermeniz gerekirken, daha fazla değersizleştirmeyin! Mesleki onurumuzla daha fazla oynamayın!

Türlü emeklerle, mücadelelerle yetiştirdiğimiz genç hekimlerimiz, sağlık çalışanlarımız çareyi, umudu onlara değer verilen başka ülkelerde arıyorlar, bunu görmüyor musunuz?”

Kulak verilmesi gereken bir çağrı…

Öyle olmasına öyle de gereken yapılır mı?

Bugüne kadar sergilenen tavırlara bakınca ümitli olmak olanaksız…

Yine duymazdan gelinecektir.

Keşke yanılsak…