Sazova sahalarının hali ortadadır.
Kimse de yıllardır 'Bu neden böyle' diye sormaz.
Kimsenin aklına gelmediğinden midir,
Yoksa sormaya üşendiğinden midir, bilinmez.
Ama yıllardır miniklerinden amatörlerine herkes o tozun kumun, pasın, kirin içinde top oynar.
O tozu ciğerlerine çeke çeke, terlerine yapışa yapışa teperler topu.
Sonra bunun adına da spor derler.
Dediğimiz gibi bu sıkıntıları sormayı kimse akıl edemediği için yöneticiler de rahattır.
Bu işin tabanında olanda, en üstünde olanda bu yüzden kendisinde sorumluluk hissetmez.
Sorumlu olmadıkları için maçlara dahi gelme tenezzülünde bulunmazlar.
Sahaların bu rezil hali bu yüzden de olabilir diye aklımıza gelmiyor değil!
Geçtiğimiz günlerde yolumuz düştü diye yazıyorum.
O spor dedikleri manzaraya bakarken tribünleri de inceledik.
Birkaç tanıdık isim vardı.
Amiri, memuru her neyse...
Hiç birinin bir yakını yada tanıdığı yoktu oynayan takımlarda.
Onlar sadece gençleri izlemek, futbol zevki almak için oradaydılar.
Ayaklarını, bacaklarını jilet gibi sahada yarmayı göze almış, top oynamaya çalışanları izliyorlardı.
Aralarında yetenekliler de yok değildi.
Önce spor sevgisi, sonra iş.
Seveceksiniz yaptığınız işi.
Yok eğer sevemiyorsanız,
İşte Sazova sahasının hali, gidip görün orasını...