
Gürcan Banger
Teknoloji, Sanayi ve Rekabet
Teknoloji, dış ticaret veya siyasal faktörler gibi küreselleştirmeyi oluşturan nedenler ilerleyip gelişmeye devam ediyor. Diğer yandan küreselleşmenin kendisi de değişim için başka nedenler oluşturuyor. 2050’li yıllara doğru sanayi ve imalat sektörleri ile rekabeti değiştirip dönüştürecek başka yönelimlere de tanık olacağız. Gelecekte kalıcı ve sürdürülebilir olmak isteyen kurum ve kuruluşların liderleri ve politika yapıcıları değişimin faktör ve aktörlerine dikkat etmek ve gerekli stratejileri üretip uygulamak zorundalar.
Yatırım
İmalat sektörlerinde tedarik zincirlerinin halkalar itibariyle küresel yayılma eğiliminde olduğunu izliyoruz. Herhangi bir ürün, hizmet veya parçanın gelişmekte olan ülke-bölge sanayisinde imal edilmesi –küresel şirketler tarafından imal ettirilmesi– orada altyapının gelişmiş olmasını gerektiriyor. Bu da yeni yatırım ihtiyacı doğuruyor. Küresel zincirlerin bölgesel ve yerel ölçeğe inmeye başlaması ile birlikte yeni yatırım ihtiyacı gelecekte de artmaya devam edecek.
Bu ihtiyacın karşılanması için özellikle imalat sektörlerini hedefleyen yatırım alanlarında kamu ve özel sektörün işbirliği ve ortak çalışma durumlarının ortaya çıkması beklenir. Küresel çağ’ın yeni aşamalarına giden yolda kamu ile özel sektör ilişkisinin vergi verme-alma olmayı aşıp kamunun kaldıraçlamasını da içermesi gerekir. Doğru teknolojik yatırımlarla gerekli altyapıyı oluşturamamış ekonomiler geleceğin küresel dünyasından yeterli payı alamayabilir.
Sıcak Para
Yaşadığımız ekonomik olaylar nedeniyle sıcak para girişinin ekonomiyi görüntü olarak canlı gösterdiğini ama aynı zamanda muhtemel krizlerin de kaynağı olabileceğini öğrendik. Diğer yandan sermayenin küresel bir nitelik aldığı bu çağda, tasarruf eğiliminin ve sermaye birikiminin düşük olduğu bir ekonomide finansman ihtiyacını da göz ardı etmek mümkün değil.
Finansman konusunu zorlaştıran faktörlerden bir diğeri ise bu temalı taleplerin gelişmişlerden gelişmekte olanlara kadar herkesin sepetinde yer alıyor olmasıdır. önümüzdeki yıllarda hem eskiyen altyapıyı yenilemek hem de yeni yatırım ihtiyacını karşılamak için uluslararası düzeyde doğrudan sermaye yatırımı için çok daha yoğun bir rekabet yaşanacak. Bu durum ülkelerin kendilerini küresel boyutta daha cazip hale getirmek için bazı ‘özendiriciler’ yaratmalarına neden olurken, şirketlerin küresel karar süreçlerinin çok daha zor ve karmaşık hale gelmesini yol açacak.
Sürdürülebilirlik
Yaşam çevresi ve canlı yaşamının sürdürülebilirliği konusundaki tartışmalar bazı önemli unsurların gözden kaçmasına neden oluyor. Sorunun odağında yer alacak kıt kaynakların enerji, su veya topraktan ibaret olacağı gibi bir yanlışa savrulabiliyoruz. Diğer yandan imalata küresel boyutta baktığımızda üretim hammaddesi olan pek çok kaynakta benzer süreçler yaşandığını izliyoruz. Bir yandan –teknolojik ürün imalatı girdisi olan nadir toprak elementleri gibi– hammadde olarak kullanılan kaynaklar konusunda kıtlık ve darboğazlar yükselirken, diğer yandan tedarik rekabeti de sertleşiyor.
Teknolojik imalatın vazgeçilmezlerinden olan nadir toprak elementlerinin yüzde 95’inin çin’de çıkarıldığını düşündüğümüzde kıtlığın ve rekabetin –siyaset ve güvenlik gibi– başka boyutları da olabileceğini kavrıyoruz. İyimser bakış açısı, söz konusu elementlerin yerine yeni seçeneklerin bulunmasıdır. Bilimsel ve teknolojik çalışmalarla bu hammaddeleri kullanan üretim süreçlerinde etkililik ve verimlilik iyileştirmeleri de kaynak ömrünü uzatabilir.
(Devamı yarınki köşe yazımda.)