CHP’de belediye başkanı adaylarından sonra meclis üyesi adayları da netleşti.

Aday listelerinin kırgınlık yaratmaması düşünülemez…

Her aday listesi şu veya bu boyutta kırgınlıklar yaratır, tepkilere neden olur.

Belediye meclisi aday listeleri de kırgınlıklara neden oldu.

Oluşan tepkiler de var.

Hepsi için ‘’haklı’’ demek olanaksız…

Tepkilerin önemli bir bölümünün inandırıcı bir dayanağı yok.

Ancak ‘’haklı’’ denilebilecek tepkiler de var.

Tepebaşı Belediye Meclisi aday listesinin yarattığı tepki büyük…

Tepkilere ‘’haksız’’ demek olanaksız…

Önseçimde yaşananlar ortada…

İnanılacak gibi değil ama ‘’seçime hile karıştırma eylemi’’ bile gerçekleştirildi.

Tespit edildiği için de seçim iptal edildi.

Oluşan tepki büyük oldu.

Ancak umursayan kim?

İkinci önseçimde de hiç olmayacak işler yapıldı.

Doğal olarak oluşan tepkiler daha da büyüdü.

Oluşan sıralama ‘’doğru’’ olsa bile üzerinde koyu bir gölge var.

20 Şubat Salı günü aday listesi Seçim Kurulu’na teslim edildi.

Kontenjan adayları ve listeye atama ile yerleştirilen isimler de öğrenilmiş oldu.

İsimlerin netleşmesiyle birlikte oluşan yeni kırgınlıklar var.

Hepsi için ‘’haklı’’ denilemez…

Ancak aralarında ‘’haklı’’ olan da ‘’yok’’ değil…

Elbette ki var.

Bu konudaki en somut örnek de Meliha Çelik…

Tepebaşı Belediye Meclisi’ne AK Parti temsilcisi olarak girdi.

Kendisi diş hekimi… Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’la meslektaş olur.

Ahmet Ataç’ın ısrarlı teklifleri sonucu ‘’CHP’ye üye olmayı’’ kabul etti.

Üyeliği Eskişehir’de yapılmadı.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’la birlikte Ankara’ya gidip TBMM’de CHP Grup Toplantısı’na katıldı.

Parti rozeti de dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından takıldı.

Ahmet Ataç da ‘’AK Parti’den CHP’ye Meclis Üyesi kazandırma şovu’’ yapmış oldu.

Beraberinde Kemal Kılıçdaroğlu nezdinde de ‘’puan’’ kazandığını düşündü.

O Türkiye genelinde ‘’şov’’ yapıp ‘’puan’’ kazandı da ya Meliha Çelik?

AK Partililerin suçlamalarıyla karşı karşıya kaldı.

Ahmet Ataç’ın ‘’CHP’de birlikte politika yapalım, seninle uzun süreli bir çalışma yürütmek istiyorum’’ sözüne güvenerek suçlamaları göğüslemeye çalıştı.

Aylar, yıllar geçti ve yerel seçim gündeme geldi.

Adaylık başvuru süreci başladığında başvuru yapıp yapmamayı düşündü.

Ahmet Ataç tarafından başvuru yapması istendiği için başvuru yapıp aday adayı oldu.

Önseçim gündeme geldi.

Önseçimde başarılı olması söz konusu olamazdı.

Adaylı başvurusu yapmasını isteyenlerle görüştü.

Onların önerilerini dikkate alıp önseçimden çekildi.

Sonunda aday listeleri hazırlanıp Seçim Kurulu’na teslim edildi.

Listede Meliha Çelik yok.

Aslında fazla şaşırmış değil…

Kendisine yönelik tavır değişikliklerinden böylesi bir ‘’kazığı’’ bekliyordu.

Onun için şaşırmasa da kırıldı, öfkelendi.

Meclis üyeliği onun için çok da önemli değil…

İyi bir mesleki yaşamı var. Sosyal çevreye de sahip…

Onu kıran öfkelendiren meclis listede olmaması değil ‘’verilen sözlerin tutulmamış’’ olması…

Tepkisine ‘’haksız’’ demek olanaksız…

Haklı, hem de ‘’yerden göğe kadar’’ haklı…

Siz bir insanı Ankara’ya götürüp ‘’şov’’ yapacaksınız… Dönemin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nezdinde ‘’puan’’ kazanacaksınız… Sonra da verdiğiniz sözleri unutup, hiçbir açıklama yapma gereği bile duymadan o insanı bir kenara iteceksiniz…

Bu olacak şey değil…

Kolayca sineye çekilmez…

Böylesi bir davranışla karşılaşan kim olsa kendisini ‘’kullanılmış’’ gibi hissedip kırılır, öfkelenir.

Meliha Çelik’e karşı yapılan en hafif tanımlama ile ‘’ayıp’’ sayılır.

Kendisinin ne düşündüğünü bilemiyoruz…

Ancak ne kadar kızsa hakkıdır.