İyisi ve kötüsüyle ligin ilk yarısı sona erdi.
Eskişehirspor devreyi hedefinin biraz olsun altında bitirdi.
Ancak yine de sıralamadaki yeri beklentilere karşılık verebiliyor.
Kentteki herkes, sezon başında hedefin ne olduğu gerçeği zaten biliyordu.
Ve şimdi o hedefin birkaç adım önünde giden bir takım var.
Ya da ikinci yarıya, rakiplerine göre daha rahat başlayacak bir ekip.

Takıma teşekkür ediyoruz, çünkü beklentileri karşılayan bir mücadeleyi oraya koydular.
Özellikle yıllar sonra İstanbul ekipleri ile oynanan maçlarda taraftarın yüzünü kara çıkarmamayı bildiler.
Hele; son Trabzon maçı var ki;
Takım mağlup olmasına rağmen kimse kızamadı.
Hatta memnuniyet çok yukarılarda oldu.
Bir kez daha görüldü ki,
Ligde oynanan oyunlarla da mücadele etmek gerekiyor.
İkinci yarıda ise bu tür oyunların tavan yapacağını görmek zorundayız.
Yönetimin bu konuda mutlaka ki önlem alacağını biliyoruz.
Trabzon maçındaki gibi sahada verilen emeğin karşılığını almama gibi lüks içerisinde olunmayacağını herkes bilmeli.
Camia olarak bu tür 'balans ayarlarına' tekrar maruz kalmamak için seslerin biraz daha yükselmesi şart.
Buna yönetim ön ayak olmalı arkasından da kent bu çağrıya destek vermelidir.
Fakat konuyla ilgili yapılacak olanlar asla Trabzon örneğindeki gibi olmamalı,
Asla yurtta Eskişehirspor'a karşı olan sempatiyi, antipatiye çevirecek cinsten olmamalı.

Artık devre arasında görüldüğü üzere, yönetiminden taraftara herkese büyük iş düşüyor.
Herkes kendi platformunda takıma olan katkısını yapacak.
Yönetim transferleri ve hak arama girişimleri ile taraftar yükselteceği sesi ile Türkiye'ye yine örnek bir model teşkil etmeli.
Son olarakta teşekkürümüzü yineleyelim.
Kimsenin başını öne eğdirmeyen yönetimi, teknik heyeti ve futbolcuları kutlayalım.
Darısı ikinci yarıya olsun.
Seneye ise...