4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
TSK ETKİSİZ HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR
Türk Silahlı Kuvvetleri, kozmik odada arama yapan hakimin takip iddiaları ile ilgili , "yaşananların toplumu, ne hale getirdiği ortada" açıklaması yaptı. Açıklamada, araçta bulunun personellerden birinin "MARANGOZ" birinin de "AŞCI" olduğu da belirtildi. Hülasa bu şüphecilik, komplo teorileri ve çamur at izin kalsın felsefesinin, sürekli gündemde olması TSK, özellikle de kamuoyuna büyük rahatsızlık veriyor.
Şu bir gerçek ki yıllardır, Türk Silahlı Kuvvetleri, sistemli şekilde içten ve dıştan yıpratılmaya çalışılıyor. Birileri, düğmeye basıyor, TSK ile ilgili olaylar, gündeme düşüyor. Hedef bellidir. TSK' nın, kamuoyunda güven kaybetmesini sağlamak veya etkisiz hale getirmektir.
Türkiye' de, acil onlarca sorun varken, bazı kesimler, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni tasfiye etmek için, akla hayale gelmeyen, Komplo teorileri ve senaryolarla gündemi işgal ediyorlar. TSK, polis, MİT, yargı ve hükümet arasındaki, güvensizliği, aklıselim her Türk vatandaşı, kaygı ile izliyor. Tepki de gösteriyor.
Elbette TSK' nın, yıpratılmasın da bazı görevde olan asker ve emekli askeri personelin de sorumluluğu var. Bu nedenle de TSK' da, kendi içinde, yeniden yapılanmalı, iç ve dış ve şer odakların, TSK ile ilgili senaryolarının, kurum üzerinde etkili olması da önlenmelidir. Ayrıca sorumluluk taşıyan askeri personel de özenle seçilmelidir. Çünkü pek çok askeri sır, TSK içinden sızdırıldı.
Emniyet teşkilâtı da, bünyesindeki sorunları çözmek zorundadır. Çünkü Bağımsız milletvekili Sayın İŞBAŞARAN' a göre, Emniyet teşkilatının içinde tezgâh ve gruplaşma var. Bazı gruplar Hükümet ile TSK' nın arasını bozmak istiyor. Hatta Polisin içinde, 3-4 grubun ve tarikatın olduğunu, bunun karşıtı bulunduğunu, TSK ve hükümete komplo kuran tarikat karşıtı grubun, Hükümet ile Genelkurmay'ı, karşı karşıya getirilmek istendiğini açıkladı
Yine Eski Başbakan Mesut Yılmaz ," Bizzat Emniyet kaynaklı bazı bilgiler geliyor ki, Emniyet içerisinde filat tipi yapılanmalar oluyor. İstihbarat diyorlar, tamamen F tipi. Bunu söyleyen Emniyet mensuplarıdır. İşler bu raddeye gelmişse, bu belki Susurluk döneminden daha vahim bir gelişmedir... 12 Eylül öncesinden daha vahimdir.'" demişti.
Diğer yandan Sayın İŞBAŞARAN, bürokrasiden gelen bir AKP milletvekili idi. Poliste gruplaşma var diyorsa, siyasi iktidar mutlaka dikkate almak zorundadır. Elbette İddia, ne kadar doğru, en iyi Sayın İŞBAŞARAN bilir ama iddialar, doğru ise gelişmeler, hem ülke, hem de Emniyet Teşkilatı açısından çok tehlikelidir.
Ankara' da, "Hükümetle Asker" ve "Hükümetle Yargı" arasında gerilim sürerken, başka bir gerilimin ve tartışmanın bir nedeni de Hükümetin, Meclis'e sevk ettiği "Silah Kanunu".olduğu söyleniyor. TSK, "Askeri silahlar kontrolsüz kalabilir" gerekçesi ile TİM ve polise "askeri silah" ithal yetkisi veren, kanuna karşı çıkıyor.
Hülasa "Silah Kanunu" yüzünden, iktidarla, Asker karşı karşıya geldi. Neden bilinmez, Hükümetin, kanunda değişiklik yaparak, MİT'e ve Polise "askeri silah" ithal yetkisi vermek istiyor. İktidar, buna neden gerek duydu bilinmez ama Bu girişim, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni, Pasifize ve etkisiz hale getirmenin de bir başka yolu olsa gerek.
Polis bireylerin güvenliğini sağlayan, kamu düzenini koruyan ve düzene karşı gelenleri yakalayıp yargı organlarına gönderen kişidir. Bu görevleri yapılması içinde kesinlikle "ASKERİ SİLAHA" ihtiyacı yoktur. Ayrıca POLİSİN, bu silahlara ihtiyacı olduğu takdirde de Türk Silahlı Kuvvetleri'nden, yardım isteyebilir. Hal böyle olunca da silahların alınmasının örtülü bir amacı var.
Hükümet, MİT' ve Polise "askeri silah" ithal yetkisini neden vermek istedi gerekçelerini kamuoyu ile paylaşmak zorundadır. Çünkü bu durum, zihinlerde pek çok soru yarattı. Ayrıca Polis, dış düşmanlara karşı değil, halka karşı görev yapmaktadır. Askeri silahları nere de ve nasıl kullanacak, bu da yasa da belli değildir. Bunun, bir tek nedeni olabilir, o da TSK' yı etkisiz hale getirmektir. Şayet, Sayın YILMAZ ve İŞBAŞARAN' ın söyledikleri gibi emniyet içinde, tarikat ve gruplaşmalar varsa, Bu grupların eline, askeri silahları vermek, ülkemiz ve polis teşkilatı için de felaket olur.
Ülkemizde, MİT, TSK ve POLİS karşı karşıya getirilmek isteniyor. İddialar, senaryolar, belgeler ortalıkta uçuşuyor. Kamuoyu tarafından MİT, Emniyet, Yargı, Silahlı Kuvvetler, birbirini rakip olarak görüyor. Yargı ağır bir siyasi baskı altında olduğunu, yüksek sesten dile getiriyor. TSK, asimetrik ve psikolojik savaş yanında, elindeki yetki ve silahlar da alınarak, daha da etkisiz hale getirilmek isteniyor. Oysa TSK' yı, pasifize etmek veya etkisiz hale getirmek, Kurumlar arası gerginliği körüklemek, Demokratik, laik, sosyal ve Hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti' ne, karşı yapılacak en büyük kötülüktür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.