Temmuz 2009 yılında planla çalışmaları başladı.
Tepebaşı Belediyesi geceli gündüzlü çalışmalar yaptı.
Bakanlığın termal alan ilan ettiği Kızılinler’de imar düzenlemesi yaptı.
Planlar dahilinde neler düşünülmedi ki?
Düzenlemeler içerisinde kür merkezi var,
Sağlık ve turizm alanları var, golf alanları var.
Nefes alacak yeşil alanlar bolca var.
Binlerce yatak kapasiteli tesisler var.
Kültür ve Kongre Merkezleri bile var.
Engelli vatandaşlardan, yaşlılara, şifayı sıcak suda arayanlardan, termal turizm ihtiyaçlarına kadar her konuda ihtiyaca cevap dev bir alan var...
++++
Bu planlama bittiğinde ve açıklandığında kent kamuoyunda büyük heyecan yaşanmıştı.
öyle ki;
Porsuk üzerinden kent merkezine botlu ulaşım bile düşünülmüştü.
O derece!
Fakat ülkenin bürokratik yapısı, yatırım işini uzattı da uzattı.
Hatta bakanlık bu planları bir ara rafa kaldırdı.
Sonrasında yapılan girişimlerle planlar yeniden masa üzerine konuldu.
Yatırımcılar için tahsise çıkıldı.
Ancak;
Tahsis biçimi yatırımcıların istediği düzeyde olmayınca, ilk tahsis ihalesi kötü sonuçlandı.
++++
Elbette Kızılinler rüyası bitmedi.
Nabi Avcı’nın Kültür Bakan olmasının ardından, Başkan Ataç kendisini ziyaret etti.
Görüşülen konular arasında kuşkusuz en önemli madde Kızılinler’di…
Ardından bakanlık bu konuyu çalıştı.
Ve 17 Mayıs için tahsis ihalesi günü belirledi.
++++
Şu günlerde görüyoruz ki;
Bu ihale şehir gündemi arasında unutulup gitmiş.
Oysa kentin kaderi sayılabilecek bir ihaleden söz ediyoruz.
Kızılinler’in bu şehrin hem turizmine, hem prestijine, hem de ekonomisine ciddi katkılar sağlayacağını biliyoruz çünkü.
Oysa;
Şehirde konuya dair yaprak kımıldamıyor.
Herkes kulağının üzerine yatmış, meseleyi gündemine bile almıyor.
Bütün şehir yabancı yatırımcılardan Kızılinler’e para harcamasını bekliyor.
Yani “el parası ile termal turizm sahibi olalım” istiyoruz.
Yine “hazıra konalım” sevdasına tutulduk.
“Başkaları Kızılinler’in kaymağını yesin, biz lafını edelim” havasında herkes.
Eskişehir için çokta yabancı olmayan bir atmosfer bu.
Geçmişte şehrin değerlerini sırf bu zihniyet yüzünden kaybettik.
Oysa;
Şehrin dinamikleri bir araya gelse;
Birkaç gün sonra yapılacak olan ihaleden yer alıp kolları sıvasa olmaz mı?
Bölgede bir uygulama oteli yapacak kadar gücü yok mu bu kenti yönetenlerin?
Koskoca şehrin ekonomisi, Kızılinler’e ilk harcı dökemeyecek kadar güçsüz mü?
Değil!
Ama umursayan yok!
İşte bu umursamazlık bu şehri hep ikinci plana atıyor.
Ve bu yüzden bu ülkenin hep ikinci sınıf kenti olarak kalıyoruz.