Maliye Bakanı ne kadar Eskişehirli diye düşünmeye başladık.
"Eskişehir Köprübaşı'ndan ibaret değil" dediğine göre,
Bir hayli iyi Eskişehir erbabı olmuş demek ki...
Epey gezip görmüş ve artık tanımış Eskişehir'i!
Hem de Köprübaşı'na, kenar semtine kadar!
Yoksa böyle bir cümleyi söyleyemezdi,
Ya da bir başkasından duyup, öğrenip ancak diyebilirdi.
Hangi seçeneğe dayanarak söyledi bilemiyoruz!

Geçtiğimiz hafta Sakarya Gazetesi'nde Önder Baloğlu'nun bakanla ilgili yorumunu okuduk.
Sayın Baloğlu oldukça beğenmiş Unakıtan'ın tavırlarını...
Yazısını şöyle tamamlıyor;
"Güvenilir, samimi ve sevecen..."
Sevecen tarafına tüm Türkiye katılıyor.
Fakat;
Güvenilir meselesi aklımızı kurcaladı durdu!
Mesela;
Es-Es'in Süper lige çıkması ihtiyacı için güvenebilir miyiz?
Ya da;
Mekece yolunun tamamlanması?
Kargo ve termal merkezi olunması?
Yepyeni bir çevre yolu?
ILS'sine kadar tamamlanmış bir havaalanı?
Kendisine yer arayan dev otomobil fabrikalarının yatırımları için Eskişehir'in seçilmesi?
Tramvayın Çamlıca'ya da gitmesi?
Çoğaltılabilir...
Acaba diyoruz;
Tüm bunlar için ne kadar bir güvencedir Unakıtan?

İkincisi;
Acaba Kemal Unakıtan olmasaydı, kime güvenecektik?
Murat Mercan'a mı?
Nedim Öztürk?
Yada Unakıtan'ın yerine vekil olacak kişiye?

Dediğimiz gibi aklımızı kurcalıyor bu güven meselesi...
Güvenilen dağlara kar yağma ihtimali de beynimizi tırmalamıyor değil.
Ya her şey yerel seçimlere kadarsa?
O zaman güvenilen dağlara kar değil, buz-tipi, fırtınada dâhil olamaz mı?