Seçim sonuçlarına ilişkin konuşarak devam edelim bugün.

Seçimden bu yana konuşmadığımız isimlerden birisi de Volkan Doğan.

Seçim döneminde isminden epeyce söz ettirdi.

Yaptığı çalışmalardan tutunda, projelerine kadar çokça konuşturdu kendisini.

Bunca çalışmayı başka bir yerde yapsaydı;

Bakanların bile bizzat gelerek destek verdiği projelerini bir başka kentte açıklasaydı,

Doğan adına sonuç çok farklı olabilirdi.

Ancak!

“Volkan Doğan işin en başından en zor olanı seçti!”

Büyük çoğunluğu sol seçmenden oluşan Odunpazarı için talip oldu.

Odunpazarı’nda geçmiş seçim sonuçları, seçmen profilini net biçimde ortaya koyuyor.

İki kez Ak Parti kazansa da, o seçimlerin sol oyların bölünerek kazanıldığı gerçeği duruyor önümüzde.

Bölünmeyen sol oylar, Ak Parti oylarını hayli fazlaca geride bırakıyor çünkü.

Bu yüzden Doğan’ın seçimi kazanmak için tek şansı sağ oyların ittifakla sandığa girmesiydi.

Daha önemlisi bu birlikteliği Eskişehir gibi bir kentte sağlamak çok ama çok zordu.

Buna rağmen şehirde Cumhur ittifakını gerçek anlamda hayata geçirmeye en yaklaşan kişi oldu Volkan Doğan.

Büyükşehir ve Tepebaşı sonuçlarına baktığımızda bu gerçeği daha da kolay görüyoruz.

Lafı uzatmayalım.

Ak Parti Eskişehir’de 31 Mart’ta kendisi adına kötü sayılabilecek bir mağlubiyet aldı.

Kazanmaya en yaklaştıkları bölge ise Odunpazarı oldu.

Hem sol oyların yoğunlukta olduğu bölge, hem de bir belediye gücüne karşı yarışılmasına rağmen!

Kısacası…

İşin en başında en zora soyunan Doğan ve ekibi, 31 Mart’ta önemli derecede oy almasına karşın istediğini bulamadı.

Bakalım Volkan Doğan için bundan sonraki siyasi mecra nereye doğru ilerleyecek?

çünkü kaybedilen bir seçim olsa da, zorlu bir bölgede alınan oy rakamları genel merkezde hiçte yabana atılmayacak derecede bir muhasebe yapılmasını sağlayacak…

Bunun sonuçlarını da ilerleyen günlerde görme imkânımız olacak!

****************

ŞATAFATLI MASALAR YERİNE İHTİYAç SAHİPLERİNE GİTSE!

Ramazan’ın özünde de zaten bölüşmek, paylaşmak, birlikte olmak yok mu?

Tutulan oruçların amacı da ekmeği olmayanın halinden anlamak değil mi?

Böyle elbette, dunumuz de bunu emrediyor.

Buna rağmen hep zengin sofralarında üst düzey kişilerin iftarlarına şahitlik ettik.

ülkenin ve şehrin üst düzey kuruluşlarının birliktelik adı altında kurulan binlerce liralık sofralarda buluştuklarına tanıklık ettik.

Bir Ramazan Sofrasında camiaların bir arada olmasını anlamlı buluyoruz.

Ancak;

Ramazan’ın asıl hedefini düşününce bu tür yemeklere harcanacak paranın bile asıl sahibine gitmesi gerektiğini düşünüyoruz.

öyleyse…

Bu Ramazan’da bir ilki yapalım…

Kurum, kuruluş ve hatta kişilere seslenelim;

“Otel salonlarında, şatafatlı masalarda yenilecek iftar yemeklerinin masrafı ihtiyacı olan kişilere aktarılsın”

Hatta bu para, o iftara davet edilecek kişilerden toplansın.

Böylece hem Ramazan’ın atmosferine ve amacına uygun bir iş yaparız;

Hem de pek çok aile ve çocuğun gülümsemesine neden oluruz…

“Ramazan’ı hep birlikte kutlarız”

Hayırlı Ramazanlar…