
Gürcan Banger
Yeni Çağda İş Gücü ve Enformasyon
Adım atmakta olduğumuz yeni teknolojik çağın en önemli kavramlarından birisi işbirliği veya birlikte çalışmadır. Yeni işbirliği sadece bir işletmenin tedarik zincirinde oluşan mal ve hizmet değişiminden veya birlikte geliştirmeden ibaret değil. Aynı zamanda akıllı ve bağlantılı makinelerle (örneğin otonom robotlarla) insanların işbirliği içinde güvenli çalışmalarını ifade ediyor.
Yeni İş Gücü
İşbirliğinin bir diğer boyutu ise işletme içindeki tüm fonksiyonların birbirlerine bağlantılanması anlamına gelen işletme içindeki yatay entegrasyon ağıdır. Bu sayede her birim diğer unsurların durumu ve çalışması hakkında gerçek zamanlı enformasyona sahip olabilecek. Bilişim ve iletişim teknolojileri sayesinde gerçekleşen bu yeni yapılanmanın bir sonucu olarak ofis ve üretim alanı arasındaki kopukluk ve eşzamansızlık da ortadan kalkacak.
İşletme içinde değişik birimlerin gerçek zamanlı bağlantılı hale gelmesinin sonuçlarından birisinin beyaz yaka ve mavi yaka ayrımına son vermesi olarak öngörebiliriz. Endüstri 4.0 çağı’nda –dolayısıyla sonrasında da– tüm çalışanların ayrımsız olarak ileri teknolojik makinelerle birlikte güvenli işbirliği ve uyum içinde çalışması bekleniyor.
Otomasyon, bilişsel teknolojiler, yapay zekâ, akıllı ve bağlantılı makineler geliştikçe işletmeler çalışanların rol ve görevlerini yeniden tanımlama zorunda kalacaklar. İşletme içindeki yerine getirilen roller ve görevler makineler ve insanlar arasında yeniden paylaştırılacak. Bu paylaşımda yeni iş modeline uygun olarak tanımlanan yeni işler de yer alacak. Bu arada yeni teknolojilerin insan bedeni ile ‘bütünleşip bir hibrit oluşturarak’ insan-çalışan performansını artırması gözleyeceğimiz gelişmelerden birisi olacak.
İleri teknolojilerin iş yaşamında daha fazla yer alması sürecinde cevabı en çok meraka edilen sorulardan birisi istihdamın ne olacağıdır. Endüstri 4.0 çağı öngörüleri arasında yer alan görüşlerden birisi akıllı ve bağlantılı, teknolojik makinelerin çalışanların tümünün yerini alıp işsiz bırakamayacağı yönündedir.
Gerçekten geçtiğimiz ilk üç sanayi-teknoloji devrimi çağında da işsizlik konusunda benzer sorular sorulmasına rağmen her devrim sonrasında iş gücü büyüyerek yoluna devam etti. Dördüncü Sanayi Devrimi ile birlikte insan-makine işbirliğinde yeni iş alanlarının ve çalışma biçimlerinin ortaya çıkması bekleniyor. Yeni işlerin farklı beceriler talep edecek olmasını doğal karşılamak gerekir. Diğer yandan bu durum, eğitim-öğretim sistemlerinin kendilerini yenilemesi durumunu yaratacak. Değişen iş şartlarına ve çalışan becerilerine bağlı olarak işletmeler de yeni iş tanımları yapacak ve iş pozisyonları tasarlayacak.
İşletmede Verinin Kaçınılmaz Yükselişi
Bilişim ve iletişim yanında sensör teknolojilerinin gelişimi ile birlikte iş yaşamında veri giderek daha önemli hale gelecek. İleri teknolojiler daha önce sahip olamadığımız verilere ulaşmamıza imkân sağlayacak. İşletmede karar verme ve bunu eyleme dönüştürme giderek daha fazla oranda verilere dayalı olarak yapılacak.
İşletmelerin kendi birimleri arasında enformasyonun gerçek zamanlı ve kaliteli akışına daha fazla önem vermeleri beklenen yönelimlerden bir diğeridir. önümüzdeki 20 yıl içerisinde mevcut işletmelerin –donanım, yazılım ve işletim olarak– enformasyon yönetim yaklaşımlarını yeni iş-işletme şartlarına göre yenilemeleri öngörülüyor.
Verinin miktar ve çeşitlilik olarak çoğalması, daha özgür ve akışkan hale gelmesi enformasyon yönetim sistemlerinde farklılaşmalar yaratacak. Teknolojik, ekonomik ve hukuksal olarak yeni enformasyon mimarileri ve veri yönetişimi ortaya çıkacak. Konunun teknik yanı dışında enformasyon mülkiyeti başta olmak üzere küresel ölçekte yeni pazar ve mevzuat düzenlemeleri görmemiz geleceğin öngörüleri arasındadır.
Konuya yarınki yazımda devam edeceğim.