Yeni yıla dair en küçük bir umut yok, endişe çok

Bir yılın daha sonu yaklaştı.
Yeni yıla bir ay kaldı.
Yeni yıl “yeni umutlar yaratır” denilir.
Ancak gelecek yıla dair en küçük bir umut yok.
Tam aksine karamsarlık hakim…
Yeni asgari ücret belirlenecek…
Çalışanlar umutlanmak istiyor, işverenler ise endişeli…
Asgari ücretin artması gerekir.
Buna kimsenin bir itirazı yok.
Kime sorulursa sorulsun “asgari ücret artmalı” diyor.
İşverenler de öyle diyor.
Ancak onları “Ama” sı var.
Asgari ücret artınca işverenlerin yükü iyice artacak.
Çalışanın ücretinin yanı sıra vergi ve primler de yükselecek.
İşverenler “asgari ücreti artırın ama bizim yükümüzü de biraz” azaltın diyor.
İstemlerinde haksız değiller.
İktidar, asgari ücreti artırırken kendi paylarından hiç taviz vermiyor. Onları da artırıyor.
Bu, büyük haksızlık…
Yarattığı sonuçlar da malum…
İşten çıkartmalar…
Artan çalışan maliyetini karşılayamayan işverenler, çalışan sayısını azaltma yolunu tercih ediyor.
Bir önceki asgari ücret artışında çok sayıda işçi işinden oldu.
Yeni asgari ücret belirlendiğinde, iktidar işveren yükünü azaltmazsa yine aynı olacaktır.
Çalışanları işten atılma endişesi sarmış durumda…
Onun için iktidar asgari ücreti artırırken kendi hissesinden birazcık azaltma yapmalı.
Hizmet sektöründe de durum farklı değil…
Yeni yıldan ümitli değiller.
Tam aksine son derece karamsarlar.
Lokantacılar ve Kasaplar Odası Başkanı Bahar Bilen sıkıntıları dile getirdi.
Esnaf salgın koşullarında altından kalkamayacağı kadar borçlandı.
Borcunu ödeyemeyenler oldukça fazla…
“Kara listeye girmiş” durumdalar.
Kredi olanaklarından yararlanamıyorlar.
“Sicil affı” şart…
Sürekli dile getiriliyor ama boşuna…
Bugüne kadar çıkartılmadı.
Hizmet sektöründeki vergi yükü de ağır.
Temel tüketim maddelerinde KDV oranı düşürüldü.
Ancak hizmet sektöründe aynen devam ediyor.
Esnaf yüzde 1 KDV ile aldığını yüzde 8 KDV ile satıyor.
Bu da büyük sıkıntı yaratıyor.
Dertler saymakla bitirilecek gibi değil… Oldukça fazla…
Bahar Bilen’in de talebi aynı.
“Devlet üzerimizdeki yükü hafifletsin. Aksi takdirde bu kış çok zor geçecek” diyor.
Yerinde bir talep…
Bugüne kadar defalarca dile getirildi.
Ne yazık ki hep karşılıksız kaldı.
Şimdi karşılık bulur mu?
Hiç zannetmiyoruz…
Kahveci esnafı tam anlamıyla dert küpü…
Salgın döneminde en ağır darbe yiyenlerin başında geliyorlar.
Sonrasında da bellerini doğrultamadılar.
Havaların soğumasıyla birlikte giderleri daha da katlandı.
Son olarak da kullandıkları suyun bedeli çok arttı.
Kış ayları için “kahvecilerin harman zamanı” denir.
Denir de o dönemler çok geriler de kaldı.
Artan giderlerle birlikte bu kış kahveciler için de “dert ayları” olacak.
Başlangıçta da belirttik…
Yeni yıla dair ümit yok.
Tam aksine karamsarlık hakim…
Kime sorulsa “bu kış zor geçer” diyor.
Göstergeler de öyle olacağını gösteriyor.
Ne diyelim…
Denir ya… “Bunduk bir alamete gidiyoruz kıyamete…”
Başka denilecek bir şey yok zaten…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Vedat Alp Arşivi