Yenilikçi Yenilikler – 4

 


Başka örnekleri de olmakla birlikte “Bitcoin” olarak tanınan “sanal para (kripto para)” türleri hızlı bir yükselişten sonra bundan rahatsız olan devletlerin aldıkları önlemlerle inişe geçti. Kripto para, herhangi bir merkez bankası tarafından üretilmemiş olan kaydi paradır. İnternet sayesinde gündeme gelen bu para türünün altyapısı blok zinciri adı verilen bir İnternet teknolojisine dayanıyor. Blok zinciri, basit anlamda bir ‘sanal noter’ işlemidir. Bu zincir üzerinde yapılan işlemler bir dizi yetkilendiriliş bilgisayar tarafından onaylanır ve kaydedilir. Bunu aynı işlemi çok sayıda ‘noterin’ onaylayıp kaydettiği şeklinde düşünebiliriz.


 


Alınan resmi önlemlerle kripto paralar kısmen cazibesini kaybetmiş gibi görünse de, bu teknolojik buluşun farklılaşan biçimlerde yoluna devam edeceği öngörülüyor. Devletlerin (merkez bankalarının) kendi kripto para türlerini geliştirecekleri veya küresel ölçekli bir sanal para türünün blok zinciri ile yaşamaya devam edeceği gibi tahminler yapılabilir.


 


Diğer yandan blok zinciri teknolojisi tapu kayıtlarından yasal seçim tutanaklarına, bankacılık işlemlerinden ticari faaliyetlere kadar pek çok kamusal ve özel alanda uygulama imkânı bulacak. Bu teknolojinin “dağıtık kayıt defterleri” olarak isimlendirilen uygulamaları konusunda yeni çalışmalar var. Blok zinciri, yeni teknolojik inovasyonlar için değerli fırsatlardan biri olarak görülebilir.


 


Sürücüsüz kara taşıtları medya haberlerine konu olmasıyla yaygın bilinirlik kazanmaya başladı. Elektrikli taşıtlara yapay zekâ uygulamalarının eklenmesi ile birlikte yeni türden “otonom taşıtlar” geleceğin değerli teknolojik inovasyonları arasında yer alıyor. Fakat bu teknolojinin yaygın biçimde yaşama geçmesi için trafik sisteminin uygun biçimde düzenlenmesi gerekecek.


 


Otonom taşıtlara benzer bir diğer uygulama ise “dron” olarak bilinen eşya ve insan taşıyan akıllı insansız hava araçlardır. Bu tür araçların lojistik ve kargo işlerinde önemli kolaylıklar ve maliyet düşüşleri sağlayacağı söylenebilir. Diğer yandan birey ve kamu güvenliği gibi engellerle karşılaşabilecek olan bu teknolojinin resmi düzenlemelere ihtiyaç duyacağını söyleyebiliriz.


 


üzerinde yoğun biçimde çalışılan ve başlangıç anlamında uygulama fırsatları bulan teknolojik inovasyon alanlarından bir diğeri “hizmet robotları”dır. Bu tür robotların lokanta, kafe, market, depo vb. gibi alanlarda kullanımı giderek yaygınlaşabilir. Böyle bir teknolojik uygulama fuar, müze ve sergi gibi ortamlarda izleyicilere hizmet verilmesi konusunda da yararlı ve verimli olacaktır. Hizmet robotlarının daha yaygın kullanımı ile birlikte bu tür cihazların başta yapay zekâ olmak üzere yeteneklerinin hızla çeşitlenip çoğalacağını anlaşılıyor.


 


Hizmet alanlarında yer alması beklenen bir diğer teknolojik inovasyon türünü insanların bakım ihtiyaçlarında kullanılacak “robotik yardımcılar” olarak ifade edebiliriz. Bu cihazların fiziksel olarak insan benzeri yapılarda olması gerekmiyor. önemli olan, bebeklerden ileri derecede hastalara veya yaşlılara kadar bakım ihtiyacı duyan kişilere destek hizmeti verebilmeleridir. Bu tür cihazların yapay zekâ özelliklerinin geliştirilmesi ile birlikte daha yaygın alanlarda uygulamaları gerçekleşebilir.


 


Ev ve iş yerindeki yaşam mekânları teknolojik inovasyon için ideal alanlardır. Günümüzde geleneksel usullerle veya mekanik biçimde yapılan tüm faaliyet ve eylemler teknoloji sayesinde daha kolay ve kaliteli, daha güvenli ve düşük maliyetli olarak yapılabilir. Ev ve iş yeri ortamı yeni inovasyonlar için sayısız fırsatlar sunmaktadır.


 


Kamu güvenliği konusunda çalışılan alanlardan biri, “kestirimci güvenlik” olarak isimlendirilebilir. Kestirimci güvenlik (kestirimci kolluk hizmeti), potansiyel cezai faaliyeti tanımlamak için kanun uygulamalarında matematiksel, tahmine dayalı analitik ve diğer analitik tekniklerin kullanılmasını ifade eder. Yapay zekâ temelli bu yaklaşım dört genel kategoriye ayrılır: Suçları öngörme, suçluları öngörme, faillerin kimliklerini öngörme ve suç mağdurlarını öngörme yöntemleri.


 


Bir başka yeni çalışma alanı “niyet (amaç) kodu çözme algoritmaları”dır. Beyin ve sinir sistemimiz bize başkalarının neler hissedebileceğini hissettiriyorlar. Araştırmacılar, etkileşime girdikleri kişiye uygun etkileşimler modelleri geliştirmelerini sağlamak için bu yeteneği robotlarda yeniden oluşturmak için çalışıyorlar. Bu teknoloji alanı “niyet (amaç) kodu çözme algoritmaları”na dayanıyor. Google, Amazon, iRobots, Miele ve Dyson gibi diğer şirketler, üzerinde çalıştıkları bu algoritmaları giderek daha fazla kullanıyorlar.


 


(Devam edecek)

Önceki ve Sonraki Yazılar
Gürcan Banger Arşivi