
Gürcan Banger
Zor Problem Karşısında
Geleneksel tarzlar yeni çağda ayakta kalabilmek için yeterli olmuyor. Bu nedenle kuruluşların öğrenen örgüt olmasını, kişilerin ise yaşam boyu eğitime uyarlı olmasını gerekli görüyoruz. çok boyutlu yaşamda değişim kadar etkili olan bir faktör, teknolojinin basitleştiren görünümüne rağmen yaşamın hızla karmaşıklaşmasıdır. Değişim ve karmaşıklaşma yaşamımızdaki iki baskın faktör olarak karşımıza çıkıyor.
Zor Problem
Zor problemler bizim için değişim fırsatı yaratır. Bunlar, bizim zihinsel haritamızı sorgulamamız ve değiştirmemiz için yeni imkânlar yaratması açısından değerlidirler. Ama bu fırsattan yararlanma kendiliğinden olmaz. önce açmaz içeren zor problemin karşısında –bizi olumsuzluğa sürüklemesine izin vermeden– pozitif bir duruş ortaya koyabilmek gerekir. Bu duruşu takiben zor problemin oluşturduğu durumu anlamak, açıklamak ve ardından çözüm seçenekleri geliştirebilmek gerekir. Bu süreci açmaz içeren zor problemi yönetmek olarak isimlendirebiliriz.
Zor problemi yönetmek neden önemlidir? özellikle açmaz içeren zor problem en temel önyargıların ortaya çıkmasında etkili bir katalizördür. Değişimin yönetilmesini engelleyen veya kısıtlayan, kişisel ya da kurumsal yararın verimliliğini azaltan temel faktörlerin ortaya çıkmasına vesile olur. Bu noktadan sonra öğrenme ile yaratıcılık ve yenilikçilik becerileri tarafından motive edilen süreç, değişimin olumlu gelişmesini sağlar. özetle; açmaz içeren zor problem alışılmışlığın ve sıradanlığın yarattığı labirentten veya sarmaldan kurtulmak için farkındalık gereken ciddi bir fırsattır.
İnovasyon
Bir kişinin veya kuruluşun mükemmeliyet yolunda en değerli özelliklerinden birisi etkili değişim yönetimi becerisi ve problem çözme performansıdır. Yaşamda kişisel veya kurumsal karşımıza çıkan problemler nadiren tam olarak algılanmış, tanımlanmış, açıklanmış ve yapılandırılmış olarak çıkarlar. çoğunlukla karşılaştığımız problemler yapısal açmazlar içerir. Kolay çözüm ve cevapları olmadığı gibi bir ödünleşme çerçevesinde ele almak durumunda kalırız.
Açmaz içeren zor problemin iyi yönetilmesi, kutuplaşmalardan ve gerginliklerden doğru yararlanarak inovatif çözümlere ulaşılmasını sağlayabilir. Buradaki hassas nokta, açmazın açıklama ve çözüm yolunda yaratıcı düşünceleri tetiklemesidir. Bu nedenle farklı kutupları ısrarla birleştirmeye çalışmaktan ve uzlaşmazlıkları birbirileri içinde eritmeye çalışmaktan daha çok, farklılıklardan yarar üretmeye çalışmak uygun olur. çatışan yaklaşımlar kişileri, içinde oldukları fildişi kulenin dışında düşünmeye ve yeni fikirler aramaya zorlar.
Açmaz içeren zor problemler karşısında nasıl bir algıya sahip olduğunuzu düşünün. çevremizdeki insanlar bu konuda ne düşünüyor ve nasıl davranıyorlar? Bu tür durumlarda olumlu bir duruş ve girişken bir tavır sergileyen kişi sayısı hiç de fazla değildir. Hatta kişisel ve kurumsal danışmanların bir bölümü, açmaz içeren problemler karşısında olumlu, girişken, yaratıcı ve yenilikçi bir duruş sergilemek yerine uzlaşmayı önerebilirler. Hâlbuki zor problemler bizi farklı sorular sormaya ve mevcut zihinsel profilimizle teorik sınırlarımız dışında cevaplar aramaya yöneltmelidir –hiç kuşkusuz duygusal-düşünsel sınırlarımızı genişletmek de dâhil olmak üzere…
Bir zor problem karşısında iki tür bakış açısı var: Yaşama olumsuz bakmayı tercih eden problem odaklılık ve yaşama olumlu yaklaşan çözüm odaklılık. Şunu kabul etmek gerekiyor. Problem yaşamın olağan bir unsurudur, her zaman vardır, olabilir. Yaşamın kendisi zaten bir ardışık problem çözme süreci değil mi?