7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

"Yerel sanatçıların tanınması için çaba gösterilmeli"

ERTUĞRUL ŞAKAR öZGEçMİŞİ


 Ertuğrul Şakar 3.11.1951 de Isparta ili Gelendost ilçesinde doğdu. İlköğretimini 1963 yılında Elazığ’da tamamladı.Daha sonra 1966 yılında Eskişehir Devrim Ortaokulu ve 1969 da Eskişehir Atatürk Lisesini bitirdi. 1974 yılında Eskişehir İ.T.İ.A.İktisat Maliye Bölümünden mezun oldu. Bir süre Eskişehir’de Porsuk Vergi Dairesinde yoklama memuru olarak çalıştı.1984 yılında Ankara Hukuk Fakültesini bitirdi.Halen Eskişehir’de otuz dört yıldır serbest avukatlık yapmaktadır. Eskişehir Şairler Derneği kurucusu, başkanlık ve dernek sekreterliği görevlerinde bulundu.Daha sonra 17.02.2014 günü kurduğu EŞYODER (Eskişehir Şairler Yazarlar Ozanlar Derneği)nin başkanlığını yapmaktadır. Evli ve dört çocuk babasıdır. Şiirlerini yayınladığı sanat ve edebiyat dergilerinden bazıları;Pınar,Gerçek,çınar,Güneysu Bizim Külliye,Kümbet,çağrı,Gülpınar,Size,Nefes…vb.. .
ŞİİR DALINDA BİRİNCİLİK öDüLLERİ
1)Söğüt Kaymakamlığı Ertuğrulgazi Vakfı’nın açtığı “Ertuğrulgazi ve Söğüt” konulu şiir yarışmasında l998 yılında yetişkinler dalında ”Ertuğrulgazi’nin Huzurunda” isimli şiiri ile birincilik ödülü
2)1999 yılında Balıkesir Valiliği ve BAŞAD’ın açtığı “Ulusal Şehitlerimiz ve Şehitlik” konulu şiir yarışmasında “Vatan Oldular” isimli şiiri ile birincilik ödülü.
 Ayrıca pek çok yarışmalar da ikincilik, üçüncülük ve mansiyon ödülleri almıştır.
BİTİRME TEZİ
1)Eskişehir Osmangazi üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bitirme tezi olarak 2002 yılında Feyza ŞAKAR “ERTUĞRUL ŞAKAR’IN ŞİİRLERİNDE KONU TARAMASI” isimli tez çalışması ile şair hakkında 98 sayfalık bir inceleme eser hazırlamıştır.
2)Eskişehir Osmangazi üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bitirme tezi olarak 2005 yılında Fatma Sibel YAVUZ “ESKİŞEHİR YöRESİ ŞAİR VE YAZARLARINDAN ŞAİR ERTUĞRUL ŞAKAR’IN HAYATI ve EDEBİ KİŞİLİĞİ(ŞİİRLERİNİN İNCELENMESİ) isimli tez çalışması ile şair hakkında 129 sayfalık bir inceleme eser hazırlamıştır.
3)Eskişehir Osmangazi üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi bitirme tezi olarak 2014 yılında Pelin ECE ”ERTUĞRUL AKAR’IN HAYATI,EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ŞİİRLERİ”isimli tez çalışması ile şair hakkında 53 sayfalık bir inceleme eser hazırlamıştır.


SOHBET



Edebiyat ve şiire ilginiz nasıl başladı?Edebiyat ve şiir anlayışınız nedir?

Babam Hüseyin Şakar (Şekercioğlu)  bir tarih araştırmacısı, yazarıydı. Tarih ve memleket kokan şiirleri vardı.Ben de ortaokul ikinci sınıfta “Körlerin Baharı” başlıklı bir şiir çalışması yapmıştım.Babam düzelterek ve düzenleyerek bu şiirimi ortaya çıkardı.Bu, şiire olan ilgimin başlangıcıdır. Eskişehir Devrim Ortaokulunun 3.sınıfında Okul Müdürümüz ve Türkçe öğretmenimiz Behçet Karacaören’in  edebiyat, hikaye ve şiir olarak üzerimde etkisi olmuştur. Daha sonra Atatürk Lisesinde  Şair Vehbi Cem Aşkun’un öğrencisi olmuştum. Lise son sınıfta iken Atatürk Lisesi Müdürlüğünün öğrenciler arasında açtığı şiir yarışmasında ''Yalnız çocukluğumu Yaşayacağım'' isimli şiirim ile ikincilik elde ettim. Şiir benim artık bir yaşam hedefim oldu. Şiir anlayışıma gelince; bana göre şiirde dil yalın, akıcı, duygusal ve ilkel şeklini korumalıdır. Şiirlerimde halk dilinin imkânlarından yararlandım. Yer yer semboller kullandım ve sembollerim daha çok felsefi içerikli şiirlerimde görülür. Benzetmeler de şiirlerimi renklendiren önemli unsurlardır. çocukluğumdan beri etkilendiğim Fazıl Hüsnü Dağlarca ve Behçet Necatigil çizgisinde bir şair olmaya çalıştım. Şekilden ziyade duyguya önem verdim. Gerçeküstücülük etkisinde kaldığım pek çok şiirim olmuştur.

Eskişehir Şairler Yazarlar Ozanlar Derneği(EŞYODER)nin Başkanı olarak görev yapmaktasınız. Derneğinizin maçlar ve etkinlikleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
1992 yılında kurucusu, isim babası olduğum, tüzüğünü hazırladığım Eskişehir Şairler Derneğinden ayrılmak ve ayrı bir dernek kurmak zarureti hasıl oldu.2014 yılında 14 arkadaşımla birlikte EŞYODER’i kurduk. Dernek Tüzüğümüzde EŞYODER’in amacı: Dernek,Eskişehir’de Kültür,sanat ve edebiyatımızı sevdirmek, Eskişehir’de yaşayan ve yaşamış sanatçıları, düşünce ve fikir adamlarını şairleri, yazarları, ozanları ve sanatçıları tanımak, tanıtmak,desteklemek,onlara imkan hazırlamak,eserlerini topluma yansıtmak, onları bir araya getirmek,tanışmak , Eskişehir ve çevresinde var olan tarih, kültür maddi ve maddi olmayan bütün değerlerimizi tanımak ve sanat ortamında tanıtmak, faaliyetler yapmak,  faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek, birlikte projeler üretmek amacı ile kurulmuştur. Haftalık ve aylık şiir ve saz etkinliklerimiz, gezilerimiz, bölgesel toplantılarımız olmaktadır. çok geniş bir çalışma alanımız vardır.


Eskişehir kültür ve sanat alanında çok yoğun bir çalışma ve bu çalışmalar katılım özelliğine sahip bir kent olarak kendini göstermektedir. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Eskişehir’de toplumun çok büyük bir kesimi henüz kültür sanat ve sosyal aktivitelerden habersiz yaşamaktadır. Yoğun çalışmalar bence çok küçük bir toplum tabakası kümesini aşmamaktadır. Mahalli idareler siyasal bakış açılarına göre eğilim ve destek vermektedirler.Kent Konseyleri toplumu henüz kucaklayabilmiş değiller.Yerel sanatçıların tanınması için yeterli çaba gösterilemiyor kanaatindeyim.

Eskişehir’de kültür ve sanat derneklerinin çokluğu dikkat çekmektedir.Ancak bu dernekler arasında iş birliğinin olduğu pek söylenemez.Siz EŞYODER olarak kültür sanat derneklerinin federasyon,konfederasyon veya platform adı altında amaç ve etkinlik işbirliği oluşturma konusunda ne düşünüyorsunuz?                                                                  
Bir kaide vardır:”Ameller niyetlere göredir.” Şehrimizde var olan bütün kültür ve sanat derneklerinin varoluş amacı gerçekten kültür ve sanatsa , başka -görünmeyen - bir niyeti yoksa birlikte hareket etmek, iş birliği yapmak çok güzel bir şey. İyi niyetli her hareket,çok güzel neticeler alır. Ne çare ki deyimde olduğu gibi.”Yoğurdu üfleyerek yiyoruz.” Bunun olmaması gerekiyor.Kültürün, sanatın ve sanatçıya verilen değerin hep ön planda olması gerekiyor.Biz “EŞYODER” olarak amaç ve etkinlik işbirliği oluşturma konusunda hep olumlu düşünüyoruz.önce Eskişehir,  öncelikle Eskişehirli kültür ve sanat insanlarının hakkının verilmesi ve tanıtılmasının ilk basamak olduğu düşüncesindeyiz.

  Derneklerin mekan,finans ve giderler konusunda sıkıntılarının olduğu bilinmektedir.Kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan katkı ve destek alabiliyor musunuz?
Malum bu konu hepimizin bildiği bir konu. EŞYODER olarak 5 yıllık bir geçmişimiz var.Bu beş yıl içerisinde kendi üye aidatlarımızdan başka herhangi bir yardım,el uzatma görmedik.Kamu ve özel kurum ve kuruluşlardan bir ziyaret beklerdik, bir davet beklerdik. Ne çağırdılar, ne geldiler.Mekan olarak,kendi bütçemizin ancak karşılayabildiği, kendimize bile yetmeyen bir mekanımız var.Genel İdarenin veya mahalli İdarelerin kültür sanat derneklerine sunabilecekleri ve mekan ihtiyaçlarını karşılamaları gerekir.Düşünün ki dernek adresleri derneğin ikametgahıdır. İkametgahlarda kira stopajı yoktur.Maalesef ülkemizde sanki ticari bir işletme işletiyormuşuz gibi %25 aylık kira stopajı ödüyoruz.Bu kira stopajının derneklerden kaldırılması ve dernek adreslerinin ikametgah olarak kabul edilip, kira stopajından muaf olması gerekmektedir.Lokal veya ticari işletmesi olan derneklerin bu işletmelerinden alınması gerekir diye düşünüyorum. Avrupa da mahalli idareler,derneklerin yaptıkları etkinliklerin maliyet bedelinin %75 ini hesaplayarak, etkinlik sonunda bir katkı payı olarak ödeme yapmaktadır.Böyle bir bağış olmadığı gibi bazen türlü engeller çıkarılmaktadırlar.

Yunus Emre Eskişehir’in önemli şahsiyetlerinin başında yer almaktadır.Bu açıdan bakıldığında,Yunus Emre Haftasının Eskişehir etkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yunus Emre,Türk ve İslam Dünyasının en önemli şahsiyetlerinden biridir.Sözlü Edebiyat Döneminin baş kişisidir.Bir çok şehir Yunus Emre’ye sahip çıkmak için yarış yapmaktadır.EŞYODER olarak,Yunus Emre Haftası hakkında ilgililer önceden görüşlerimizi alırlar ve şairlere,ozanlara programda bir yer verirlerdi.Son üç yıldır,düşüncemiz bile sorulmamaktadır.EŞYODER’li şairlere, ozanlara değer ve yer verilmeyen bir haftada bu etkinlikleri nasıl değerlendirebilirim.Bence YUNUS, YUNUS GİBİ ANILMALI,ŞAİR OLARAK,OZAN OLARAK,MUTASAVVIF OLARAK VE çİLEKEŞ BİR ANADOLU İNSANI OLARAK…

  Karanlığın ötesi,çocuklar Açtı Kapılarını ve Gönül Tahtı Taç İstemez adlı şiir kitaplarınız yayımlandı.Kitaplarınızın muhtevası ve genel anlamda işlediğiniz temalar hakkında bilgi verir misiniz?

  Sevgili Urfalı,dördüncü kitabım ESKİŞEHİR BENİM Göç YALNIZLIĞIM’da yayımlandı.Tabii bilgi vereyim:                .
   1) 1992 yılında'' KARANLIĞIN öTESİ'', adıyla Bayrak Matbaacılık tarafından çıkarılan ilk şiir kitabıdır.
  2) 2001 yılında ''çOCUKLAR AçTI KAPILARINI' 'isimli şiir kitabı Bayrak Yayınları'nın 43'üncü kitabı olarak basılmıştır.
 3) 2002 yılında ''GöNüL TAHTI TAç İSTEMEZ'' isimli kişisel manilerini içeren kitabı Bayrak Yayınları'nın 45'inci kitabı olarak çıktı.
4) 2013 yılında ''ESKİŞEHİR BENİM Göç YALNIZLIĞIM'' isimli Eskişehir'i anlatan şiir kitabı basılmıştır.
   Karanlığın ötesi isimli ilk şiir kitabımda sosyal, milli, dini ve manevi konular üzerinde durdum.1970 ile 1980 yılları arasında yayımlanan şiirlerimi bu kitapta topladım.Toplumcu bir bakış açısıyla ele almaya çalıştım. çocuklar Açtı Kapılarını isimli şiir kitabımda ise çocuk şiirleri vardır.Bu şiirler 20 yaşında genç bir delikanlıyken yazdığım şiirlerdir.Bu şiir kitabımın çocuk edebiyatının ender ve farklı bir yanı olacağı düşüncesindeyim.Genelde çocuk şiirleri çocuklara nasihat eden büyük insanların duygularını içerir.Bu kitabımda tam tersi bir bakış açısı vardır.Şiirlerin birinci tekil kişisi çocuklardır.çocuklar büyüklere nasihat ederler,büyüklerin nasıl davranması gerektiğini belirlerler.Belki bir gün bir edebiyat eleştirmeninin dikkatini çeker ve Türk Edebiyatında yerini alır diye düşünüyorum. Gönül Tahtı Taç İstemez’de yer ve meslek manileri, kişilere yazılan maniler ve aşk manileri yer almaktadır.Bine yakın kişisel manim yaklaşık 20 gün içerisinde yazılıp bitmiştir.O zamanlar içerisinde bulunduğum Eskişehir Şairler Derneği üyesi arkadaşlarıma birer mani yazmıştım.Eskişehir kent merkezindeki her mahallenin birer manisi vardır.Eskişehir sosyal,kültürel cephesiyle manilerimde hayat buldu.Yunus Emre den tutun Battalgazi’ye,lületaşına kadar ne varsa yansıtmaya çalıştım. Eskişehir Benim Göç Yalnızlığım isimli şiir kitabımda,Eskişehir’in Türk Dünyası Kültür Başkenti olması nedeniyle, elimdeki Eskişehir ile ilgili yazdığım bütün şiirleri topladım. Eskişehir'i konu edinmiş, Eskişehir’i soluyan elliyi aşkın şiirim vardır.Bilemiyorum sadece bir şehri ele alıp şiirleştirmiş başka şiir kitapları var mı?Bir iki tema örneği vereyim. Kitabıma adını veren şiir olan “Eskişehir Benim Göç Yalnızlığım”  beşliklerden oluşmuştur ve dizelerin ilk mısraları son mısralarda tekrar edilmiştir. Şiir ayrıca 11’li hece ölçüsüyle yazılmış olup teması “Eskişehir sevgisi”dir. Şiir, Eskişehir’e duyduğum sevdayı ifade eder.Bu bozkır şehrinin içindeki güzellikleri anlatır. “Eskişehir’in Kurtuluş Günü: İki Eylül” adlı şiirimde ise Eskişehir’in düşman işgalinden kurtuluşu münasebetiyle yazılmıştır. Bu şiirde geçmişe göz ucuyla bakılarak bu kurtuluşun geleceğe nasıl yansıdığı anlatılmıştır. İki Eylül gününü mübarek kabul ederek , şiirde ilginç bir denemede de bulundum. Bir dörtlüğün üçüncü mısrası peşi sıra gelen dörtlüğün birinci mısrasını oluşturmuştur. Bu şiirin teması olarak “esaretten kurtuluş” denilebilir. Şiir dörtlüklerden oluşur ve 14'lü hece ölçüsü kullanılmıştır. ''Şaka Kasidesi'' adlı şiir ise kaside şeklinde yazılmış olup Nasreddin Hoca’ya övgü niteliğindedir. Beyit nazım birimiyle yazılmış olan şiir girizgah bölümüyle başlamıştır. Daha sonraki bölümlerde ise Nasreddin Hoca fıkralarıyla birlikte övülmüştür. aa-ba-ca……xa  kafiye düzeninde olan şiir açık ve anlaşılır bir dil ile yazılmıştır. Şiirin sonunda da Nasreddin Hoca için dua edilerek şiir bitirilmiştir.

Hikayesiyle birlikte bir
şiirinizi bizimle paylaşır mısınız?

ESKİŞEHİR BENİM Göç YALNIZLIĞIM
Eskişehir benim göç yalnızlığım
Bozkıra bin yıllık kar yağışıdır
Derviş hırkasında kimsesizliğim
Rüyayla gerçeğin hep yarışıdır
Eskişehir benim göç yalnızlığım

 Kuru dağlar,kurak toprak ve aluç
 Büyük kaderlerin düğüm noktası
Zirveler kadar,dehlizler kadar uç
 Fatihlerin elinde kafatası
 Kuru dağlar,kurak toprak ve aluç

Bir sevdanın bağrında yatan Battal
Sevgi çardağında sabır bir Yunus
Osman çınarlaşan incecik bir dal
Bozkır nasıl kaynar , olur okyanus
Bir sevdanın bağrında yatan Battal

Söğütler,çınarlar,sarı çiçekler
Bin yıl önce konuk etti kıl çadır
Bin yıl sonrasında ah yenilgiler
Bir geri çekilme hazırlığıdır
Söğütler,çınarlar,sarı çiçekler

Tatar balaları,çerkez,Arnavut
üç kıtanın gelmiş güzel kızları
Eskişehir derim göçebe bir yurt
Misafir gibi gökte yıldızları
Tatar balaları,çerkez,Arnavut

Ne yeşili yeşil, ne bahçesi bahçe
Bana inat durur karşımda
Bozdağ Porsuk kıvrık kıvrım ve pençe pençe
Bir ihtiyar çırpınışında ve sağ
Ne yeşili yeşil,ne bahçesi bahçe

Yalaman adası çocukluğumda
Yazlık sinemalı bir gezi yeri
Pek hoş sallanırdım ben kayığımda
Aileler eğlenir geceleri
Yalaman adası çocukluğumda

Kurşunlu Cami’ye çıkardım bazen
Bademlik Tepesi eteklerinde
Yaşardım geçmişi duyarak birden
Mermer şadırvanın revaklarında
Kurşunlu Cami’ye çıkardım bazen

Su dedim mi,bir tek su var kalabak
Türkmen dağlarından dudaklarıma
Göçmen kızları kadar mavi ve ak
Gelincik sevgisi yanaklarıma
Su dedim mi, bir tek su var kalabak

Nere gitsem bu şehir Hamamyolu
Hamamyolu Paylaşır güzelliği,günahları
Sanmayınız burası Anadolu
Aratmaz güzeller payitahtları
Nere gitsem bu şehir Hamamyolu

Lületaşından kolyeler gülümser
Bir kadın beyazlığında yumuşak
Şehrin bir çok yerindeki türbeler
Duaların kanatlarında duvak
Lületaşından kolyeler gülümser

Hem tarih,hem duygu,hem de gelecek
Kaderle birleşir Eskişehir’de
Benim rüyam büyüyecek bir bebek
Yunuslar serleşir Eskişehir’de
Hem tarih,hem duygu,hem de gelecek.

Bu şiirimin hikâyesi:1970’li yıllardı.Merhum Prof.Dr.Mehmet KAPLAN’ın “Cumhuriyet Dönemi Türk Şiiri” kitabını okudum.Ahmet Hamdi TANPINAR’ın “BURSA’DA ZAMAN” şiirinde hep takılı kaldım.Keşke Eskişehirli bir şairde çıkıp doyurucu bir Eskişehir şiiri yazsa diye düşünürdüm. Daha sonra ki yıllarda Eskişehir’i anlatan bir şiirim olsun demeye başladım.Eskişehir, Türklerin Anadolu’ya gelişinde,Osmanlı Devletinin kuruluşunda bir merkez ,bir toplanma yeri olmuş.Osmanlı Devletinin yıkılışında, Anadolu’ya geri dönüşünde de bir toparlanma merkezidir.Mahmut Sani Vakfı bunun belgesidir.Şiirimin başlığının anlamı ve Eskişehir sevdamın kısa hikâyesi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi