6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

KUTLU DOĞUM HAFTASI (14-20 Nisan)

Resulullah Efendimiz, 571 Miladi yılındaki doğumu Miladi 20 Nisan ayına tekabül ettiğinden resmi kutlamalar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ilki 1989 yılında olmak üzere geleneksel olarak her yıl kutlanan hafta, daha ziyade, Efendimizi daha yakından tanımaya ve tanıtmaya vesile olacak bilimsel ve kültürel etkinlikler ile bu yılda ülkemizde ve özellile Diyanet İşleri Başkanlığı’nın temsilcisi bulunan ülkelerde olmak üzere tüm dünyada kutlanmaya devam edilecektir.


Mevlid-i Nebevi, asırlardır, milletimiz tarafından "Mevlid Kandili" olarak kutlanmaktadır. Bu kandil ilk defa 13. Asırda Erbil Atabeyi Muzafferuddin Gökbörü tarafından iki ay süreyle kutlanmaya başlandı. Mevlid Kandili, münasebetiyle ilim adamları bir araya gelip ilmi, fikri sohbetler yapıyor, halk sokaklarda Mevlid-I bir bayram havasında kutluyordu.


Nitekim Süleyman çelebi’nin kaleme aldığı "Vesiletün-Necat” isimli manzum eserin, MEVLİD adıyla, yüzyıllardır sevinçte, tasada, doğumda ve ölümde okuna gelmesi bu geleneğin bugün de canlı bir şekilde devam etmesi, Peygamber sevgisi etrafında teşekkül eden milli ruhun ifadesidir.


Bu noktadan hareketle dini tefekkürü cami dışına taşımak değerli ilim adamlarımızın araştırma ve düşüncelerini halka aktarabilmek için Mevlid Kandili hayırlı bir vesile telakki edilerek yüzyıllar önce bir ilim ve kültür bayramı şeklinde kutlanan Mevlid geleneğini canlandırmak amaçlanmış ve bu düşünce ile Hz. Peygamberimizin (a.s.) doğum gününü içine alan hafta "Kutlu Doğum Haftası" olarak ilan edilmiştir.


İslam dininden önce Arap yarım adasında insanlık büyük bir vahşetin ve çok çirkin bir hayatın içinde idiler. Şanlı Halife Hz. ömer (r.a.) diyor ki; İslamdan önce yaptığmız iki iş vardır ki, onlar hatırıma gelince birine çok ağlarım diğerine ise gülerim. Beni ağlatan acı hatıra şudur: Kız evladlarımızı,diri diri toprağa gömerdik. Hiçbir şeyden haberi olmayan o masum yavrulara hangi yürekle bu feci cinayeti işlerdik bilmem. Onu hatırladıkça yüreğim sızlar, ciğerim parçalanır ağlarım. Beni gülmeye sevk eden şey ise şudur: Cahiliyet devrinde evlerimizde putlar bulunurdu. Biz, sefere çıkacağımız zaman yanımızda bulunmak üzere undan, helvadan o putların birer şeklini yapardık. Yolculuğumuz esnasında onlara tapardık Sonra yolda aç kalınca o helvedan yaptığımız putları yerdik. Bundan daha gülünç birşey var mıdır. Bunu hatırladıkça ne akılsızca işler yaptığımıza gülmekten kendimi alamam. (Hz.Muhammed’in Hayatı Ali Hikmet Berki, Osman Keskioğlu Sh: 19,T.Diyanet İleri Bşk. 9. Baskı)


 


Böylesine sapıtmış bir toplum içinde dünyaya gelen Hz. Muhammed (a.s.) müstesna bir ahlaka sahip, herkesin sevip güvendiği bir kişi olarak o toplumda temayüz etmiş halk arasında "Muhammedül-Emin" lakabıyla herkesin güvenini kazanmıştır. çünkü O Halik-ı Zülcelal’in terbiyesinde yetişmiştir. Şairin dediği gibi: Bir mektebe oldu kim müdavim, Allah idi zatına muallim. (Ziya Paşa, Natı Nebevi)


 Efendimiz 40 yaşında peygamber olmadan öncede yo-lunu sapıtan toplumun nasıl yola getirileceğini düşünür, gördüğü ahlaksızlıklar karşısında üzülür, onları iyiliğe yönlendirmenin çarelerini arardı. Doğmadan iki ay önce Babası Abdullah’ın öksüzü, altı yaşında kaybettiği Annesi Amine’nin yetimi olduğundan yüreği çok yufka, yetim ve ök-süzlere yapılan zulmü gördükçe çok üzülürdü. Dedesi Abdülmuttalip, ölmeden önce onu, oğlu Ebu Talib’e emanet etmişti. O da amcası Ebu Talib’in koyunlarını güderdi. Bir senelik ömrünü temiz kırlarda, saf bir hava teneffüs ederek geçirmişti.


25 yaşında Hatice isimli bir kadınla evlendi. Bundan Zeynep, Rukiye, ümmü Gülsüm ve Fatıma isimli dört kızı, Abdullah ve Kasım isimli iki oğlu dünyaya geldiler. Hz. Muhammed (a.s.) kırk yaşında peygamberlik göreviyle vazifelendirildi. On üç sene Mekke’de çok büyük sıkıntılar çekip, hayati tehlikelerle karşılaşarak insanları, hak dine ve Allah’a imana, itaate çağırdı. Müminler az, düşmanları çoktu. Yılmadı, yorulmadı on üç senelik Mekke devrinde sıkıntılar, Müslümanların yiyeceğine, içeceğine müşrikler tarafından ambargo konuluncaya kadar devam etti. Yüce Mevlamız Hz. Allah (c.c.) Elli üç yaşındaki Resulüne Medine’ye hicret etmesine müsade buyurdu. On senelik Medine devrinde Müslümanlar çoğaldı. İslamiyet Medine’de "Devlet" haline geldi. İslam Devletinin Cumhurbaşkanı Hz. Muhammed (a.s.) oldu. Burada yapılan islamın anayasası "Kur’an" 6666 ayet olarak Medine’de inişini tamamladı. Rasülüllah Efendimiz Veda Haccında 124000 eshabına okudu. Veda hutbesiyle İslamın tamam olduğunu söyledi. Ahir ömründe rahatsızlandı. Eshabıyla helalleşerek 63 yaşında ebediyete intikal etti. Ruhu şad, makamı cennet olsun. Cenab-I Hak, şefaatine bizleri nail eylesin. (Amin)


Hoşçakalın…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi