7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

7-Ahmet URFALI (DOLUNAY)

BATTAL GAZİ DESTANININ AMORYUM VE EMİRDAĞ ANLATIMLARI


    Battal Gazi; Emevîler devrinde (661-750) Anadolu’da Bizans’a karşı yapılan savaşlarda şöhret kazanmış, Türk halkı tarafından büyük bir gazi-veli kimliğiyle tanınan bir destan kahramanıdır. Battal Gazi, alp-erenler gözünde gazilerin serdarıdır. Asıl adı Abdullah olan Seyit Gazi’nin ‘Battal’lığı kahramanlığın dolayı verilen bir lakaptır. O, destanda kendi dilinden, ‘ Hüseyin Gazi oğlu Cafer’im ben.’’ diyerek künyesini belirtir. Battal Gazi’nin 717-740 yılları arasında Bizans’a karşı verilen mücadelenin başkahramanıdır. Battal Gazi, Bizanslılarla daha çok Afyon, Eskişehir bölgesinde savaşmış, Seyitgazi’de yer alan antik Akroinon mevkiinde 740’ta şehit düşerek buraya defnedilmiştir.


Battal Gazi Destanı, Danişmendname ve Saltukname; Anadolu Türklüğünün Ulu Türkistan atalarından miras olarak aldıkları ‘’Türk ülküsü’’nü yaşattıklarını ifade etmektedir. Ulu Türkistan’da mayalanan  “Türk ülküsü”nün Anadolu’da yeniden canlanmasının bu eserlerde yansıtılması bir kültürel değer olarak belirginleşmektedir. Bizans Edebiyatındaki Akritas Destanında geçen akrit (sınır muhafızları) ve apelatlara (akıncı) karşı, alp-erenlerin verdikleri mücadele anlayışlarının farklılığını bilmek önemlidir. Bir yanda dünyalık peşinde koşan Bizans savaşçıları, öbür yanda ise şehadeti gaye edinen Türk gazi dervişleri bulunmaktadır.*


Anadolu’da yeni bir destanlar çağı başlamış, alp-erenlerin, gazi dervişlerin fütuhat gayelerinin, ‘kafiri kara yerden ağ toprak açmak, ıssız viranelikleri abad etmek, adalet ve huzuru sağlamak…’’ olduğu belirtilmiştir. Böylece yeni bir ‘’Türk çağı’’nı  başlatmanın ön hazırlıkları tamamlanmıştır.


Battal Gazi’nin ülküsü; ‘’Rum diyarını  İslâm  dairesine sokmak ve bu uğurda şehit olmaktır.’’ Battal Gazi Destanında tarih, efsane ve menkıbeler birbirine karışmıştır. Ancak temel amaç hiç değişmez.


Fuat Köprülü, Battal Gazi’nin bir ‘’Türk Kahramanı’’ olduğunu ve destandaki Dede Korkut üslubuna dikkat çeker. Danişmendname’yi de Battal Gazi Destanının devamı, ikinci bir dairesi saymaktadır.


Battal Gazi’nin Amorium’un fethinde görev aldığı destanda anlatılmaktadır. Destanın Amorium’la ilgili bölümleri şöyledir: ‘’Battal Gazi’nin yiğitliğinin yanında esas öne çıkan özelliğinin başvurduğu savaş hileleri ve kılık değiştirme ustası olduğunun altı çizilir. Grekçe’yi iyi bilen Battal Gazi aynı zamanda rol yapma yeteneğine de sahiptir. Bizanslılar bütün gayretlerine rağmen Battal’ın gerçek kimliğini öğrenemezler. Amorium kuşatması esnasında şehrin kapıları bir türlü açılamaz. Bu duruma çözüm olarak kahramanımız imparatora şarap götüren kafilenin önünü keser ve onlara kendini rehber olarak tanıtır. Yolda kafiledekileri öldürür ve kılık değiştirerek Bizanslı kıyafetleri giyer. Böylelikle imparatora şarap götüren kişi kimliğiyle Amorium’a girmeyi başarır. Battal’ın hilelerinden sıkılan Bizanslı yetkililer, onun tanınabilmesini kolaylaştırmak için manastır ve kiliselere onun resimlerini astırır.


Anadolu’da yayılan Battalnamelerde Amorium geçmektedir. Destanda Şemmas adındaki bir Rum Battal’ın eşi Zeynep Hatunu Amorium’a kaçırmak için yola çıksa da buna muvaffak olamamıştır.


Yine destanda Battal Gazi’nin babasını Amoriumlu üç kardeş komutan öldürmüştür. Battalgazi bu komutanlardan ikisini öldürmüş ve ötekini bulmak için Amorium’a doğru yola çıkmıştır. Bu kişinin adı Mihran’dır. Fakat Battalgazi’den önce onu çok seven arkadaşı Muhammet, Mihran’ı bulsa da öldürmeye muvaffak olamamıştır. Neticede Battal babasının katilini öldürerek öcünü almıştır.’’ **


1924 yılında Halid Turhan tarafından Emirdağ’da Battal Gazi üzerine bir alan çalışması yapılmış, mezuniyet tezi olarak Dar’ül Fünun Edebiyat Fakültesine sunulmuştur. Tezde dokuz hikâye bulunmaktadır. Vartantlar; Eyinhan (Elhan) , Akviran (Türkmen Akören), Karacalar, Türkmen, Akin (Balcam), çaykışla, Bademli köylülerinden derlenmiştir. Söz konusu hikâyeler, Doç. Dr. Hasan Köksal tarafından karşılaştırmalı bir biçimde değerlendirilmiştir.***


 


Battal Gazi’nin Emirdağ halkı üzerinde dini ve milli etkisi bulunmaktadır. Eskiden hamile kadınlar bir türbeye bağlanır, bebeğin sağlıklı olması için adak adanırdı. Emirdağ halkı bu geleneği en çok Battal Gazi türbesine giderek gerçekleştirirlerdi. Bebek erkek olursa  Seyit, Battal, Gazi, kız olursa Sultan adı verilirdi.  Ayrıca Hıdırellez’de kafilelerle Seyitgazi ilçesindeki Battal Gazi türbesi ziyaret edilirdi. Tanrı’dan hacet dileğinde bulunanlar türbede kurban keserler, sadaka dağıtırlardı.


Emirdağ’da medfun bulunan yatırların çoğu Battal Gazi’yle ilişkilidir. Bunlardan Adaçal’daki Yorgun Dede ve Keçili’deki Bayram Dede, halk nazarında Battal Gazi’nin silah arkadaşları olarak tanımlanır.


Emirdağ halkı arasında yaygın efsaneye göre, Türk ordusu sefere çıktığı zaman Emir Dede, Yorgun Dede ve Bayram Dede, Battal Gazi’yle ışık ve top sesleriyle birbirleriyle haberleşirler.


Anadolu; kahramanların kılıcı, erenlerin duası, beylerin adaleti, halkın gönül dünyasından kopup gelen menkıbe ve destanlarıyla ‘’Türk Vatanı’’ hâline getirildi.


Geçmişten geleceğe ‘’Türk ülküsü’’nü yaşayanlara ve yaşatanlara minnet, şükran ve hayır-dualarla…   


 


*M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı Tarihi ötüken 1981 s.255


**Talat Koçak, Arkeolojik Veriler ve Yazılı Kaynaklar Işığında Amorium Kentinin Tarihi (En Eski çağlardan Bizans Yerleşiminin Sonuna Kadar)  Doktora Tezi s. 72


*** Doç. Dr. Hasan Köksal, Eskişehir ve Afyon Yöresinden Derlenmiş Battal Gazi Anlatmasının Değerlendirilmesi (Konferans Notları)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7-Ahmet URFALI (DOLUNAY) Arşivi